• Kadim Şehir Kudüs - Arzın Arşa Kavuştuğu Yer
KATEGORİLER

Kıyamet Kilisesi

Kilisenin önemi

Kıyamet kilisesi,Kudüs'ün en önemli kiliselerinden biridir ve dünyadaki tüm kiliselerin anası kabul edilir. Kuruluşu Bizans dönemine dayanır ve Kudüs'ün eski şehrinin kalbinde yer alır.Kıyamet Kilisesi, sadece Kudüs ve Filistin düzeyinde değil, dünya düzeyinde en ünlü Hıristiyan kutsal mekânlarından biridir. Miladi ikinci yüzyıldan günümüze kadar Hristiyanların hac yeri olmuştur. Adından da anlaşılacağı gibi,Hıristiyan inancına göre Mesih’in çarmıha gerilme, acı çekme, ölüm, defin ve ölümünden sonra diriliş yeridir.Aslında, tüm Hristiyan mezheplerine ait olduğu için diğer kiliselerden farklı bir kilisedir ve tüm bu mezhepler tarafından kutsal sayılmaktadır. Oldukça büyük bir mimari külliyeden oluşur ve beş dönümden fazla alanda çok sayıda küçük kilise gurubu içerir.

Kilisenin kurucuları

Protestanların bir grubu dışında Hıristiyan mezhepleri, Mesih'in gömülme ve diriliş yerinin mevcut kilise içerisinde olduğunda hemfikirdir. Kıyamet Kilisesi, İmparator Konstantin ve annesi Helena tarafından inşa edilmiştir. Konstantin, Kıyamet kilisesini inşa etmesi için Palmira’danZenobius adında bir mühendis göndermiştir. Mühendis, 326 yılında Konstantin Kilisesi'ni inşa etmeye başlamıştır. 335 yılında açılışı yapıldığında kilise, dört temel mimari unsur içeriyordu:Bir merdivenle çıkılan üç kapıyla ulaşılan Atrium, ön avlu, beş koridor ve bir apsisten oluşan bazilika veaçık bir meydan bulunmaktadır. Çarmıha gerilme yerinin (golgota) güneydoğu köşesinde ve ardından dairesel bir yapının ortasında Kutsal Kabrin bulunduğuna inanılmaktadır. 384 yılında Kudüs Piskoposu mezarı önce dekore etmiş ardından bir revak eklemiştir.

Halife Ömer'in(ra) Kilise karşısındaki tavrıBu kilise, Filistin'deki diğer kiliseler gibi, 614 yılında Persler tarafından yıkılıp yakılmıştır sonrasında Patrik Modestus'un Konstantinopolis'e gitmiş aldığı yardımlarla öncekinden daha küçük bir boyutla kiliseyi restore etmiştir.

Halife Ömer bin Hattab fetih günü namaz vakti geldiğinde Kıyamet kilisesi içerisinde bulunmaktaydı. Patriğin namazı kilise içinde kılma önerisini, Müslümanların kendi örneğini izleyip kiliseyi daha sonra ele geçirmek isteyebilecekleri gerekçesi ile reddetmiştir.

Hâkimin kiliseyi yıkma emri ve Frankların kiliseyi yeniden inşası

Bununla birlikte, Hıristiyanlar daha sonra Fatımi Halifesi Hâkim Biemrillah’ın (996-1021) tutarsız politikasından sıkıntı çekmişlerdir. 1009 yılında Kıyamet Kilisesi'ni yıkma emri verilmiş. Ancak, kısa sürede her zamanki gibi fikrini değiştirmiş ve kilisenin yeniden inşasına izin vermiştir. oğlu “El-Zahir LiİzaziDinillah” 1027/418 yılında Kıyamet kilisesinin binasını restore edilmiştir. Frenklerin Kudüs ve Filistin üzerindeki hâkimiyeti döneminde,KıyametKilisesi'nde bazı değişiklikler ve eklemeler yapılmıştır. 1149 yılında Romanesk tarzda Katolikonolarak bilinen tarzda yeniden inşa edilmiş, girişin önündeki kilise çanına 1170 yılında kule eklenmiştir.

Sultan Selahaddin dönemi düzenlemeleri

Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü 583/1187 yılında Frankların elinden kurtarmasından sonra Kıyamet Kilisesi birtakım gelişim ve planlamalara tabi tutulmuştur. Selahaddin Eyyubi, özellikle doğu mezheplerine bağlı Hristiyanlara ve onların haklarına hoşgörü ve anlayışında Halife Ömer Bin Hattab'ın örneğini takip etmiştir.

Selahaddin Eyyubi, kilisenin doğu kapısını kapatarak batı kapısıyla yetinme, patriğin evini daha sonra Selahaddin Hangahı olarak bilinen bir Sûfi tekkesine çevirme, Kilise kapılarının anahtarlarını saklama emanetçiliği oluşturma ve Nesibe ailesi yâda Gadiye (Cevdet) ailesi gibi köklü Kudüslü ailelere her sabah ve akşam kilise kapısının açılması ve kapanması olarak özetlenebilecek bazı stratejik tedbirler almıştır.

Kilisenin ziyareti

Giriş

Kilisenin iç kısmına güney cepheden açılan ve dikdörtgen şeklinde, açık bir meydana (Atrium) bakan çift kanatlı bir kapı ile ulaşılır. Kıyamet Kilisesi'nin girişi görkemlidir ve iki kat yüksekliktedir. İlk bölüm, her biri Hıristiyan inancındaki olayları tasvir eden kabartma gravürlerde süslemelerle yazılmış devasa bir taş lento ile örtülmüş iki kapı açıklığından oluşmaktadır (Kuzey kapı kaldırılmıştır).Daha sonra bu lentolar Filistin Müzesi'ne (Rockefeller) taşınmıştır.

Çarmıha gerilme yeri

Girişten geçerken, sağda (kuzeyde) çarmıha gerilme yerine yükselen merdiven görülür. Kayanın tepesi, giriş katının seviyesinden yaklaşık 5 metre yüksektedir. Bugün burası doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.Her bölüm küçük bir şapeldir. Dekorasyonun tarzı ve yoğunluğu sayesinde ziyaretçi, Doğu Ortodoks Kilisesi ile Batı Katolik Kilisesi dekorasyonu arasındaki farkı ayırt edebilmektedir. Doğu bölümü Latin Katoliklerine aittir. Kuzey ucunda pirinç kabartma oyma ile süslenmiş Çelik Sunak (Çarmıha Gerilme Sunağı) bulunur.Bu sunağın yapımı 1588 yılına kadar uzanır ve aslen Floransa'dan gelmiştir. Bu bölümün duvarları ve tavanı Hristiyan inancından esinlenen mozaik süslemelerle süslenmiştir.Bazı tavan süsleri ise Frenk kökenlidir; yani on ikinci yüzyıla kadar uzanırlar.Batı kesiminde, kayanın kalıntıları bir cam çerçeveyle çevrili olarak gösterilmektedir. Kayada Hıristiyan inancına göre, İsa'nın giysisi Romalı askerler tarafından çıkarıldıktan ve bıçaklandıktan sonra ruhunu teslim ettiği anda meydana gelen bir çatlak belirir. Mesih'in giysisinin çıkarılması Çile yolunun onuncu durağını temsil eder.On birinci durak, çarmıhta Mesih'in çivi ile sabitlenmesidir. On ikinci durakta Mesih’in ölümü ve çarmıhtan indirilmesi, on üçüncü ve son etap ise mezara gömülmesidir.

Âdem Kilisesi ve Vaftiz Taşı

Yukarı çıkan merdivenin karşısında aşağı inen bir merdiven Vaftiz Taşı'na ve Âdem Şapeli'ne götürür. Bu kilisenin adı, Âdem a.s.’ın öldüğü yerde İsa'nın öldüğü şeklinde bilinen inanca dayanmaktadır. Arkasında bir çatlak görünen bir kaya bölümüyer alır. Âdem kilisesinin batı duvarındaki bir kapı, Mesih'in meshedilmesini ve cenazesinden önce yıkandığını hatırlatan yıkama taşına açılır. Bu taşın üstünde dördü Yunanlılar (altın yumurtalı), ikisi Ermeniler, biri Latinler ve biri Kıptiler için sekiz fener vardır. Batıda, yıkama taşının girişini Yarım dünya Kilisesi'nden ayıran bir taş duvar bulunur. Bu duvarın alt kısmı mozaiklerle yakın dönemde dekore edilmiş olup, Hıristiyan inancına göre Mesih'in çarmıha gerilmesini, çarmıhtan çıkarılmasını ve cenazesinin defne hazırlanmasını resmetmektedir. Batıda Ermeni Kilisesi ve sağında Üç Meryem Sunağı yer almaktadır.

Kutsal mezar

Ziyaretçi hafifçe sağa döndüğünde, üzerinde büyük bir taş kubbe (Rotunda, Anastasia) bulunan Kutsal Mezarı görecektir. Bu kubbe, yarım küre bir kubbe taşıyan yuvarlak bir boynu destekleyen bir grup sütuna dayanmaktadır. Kubbenin direğinde, güneş ışınlarının girdiği merkezi bir pencere açılarak, ışığın ulaşamadığı ve doğal ışığa ihtiyaç duyan karanlık alana şiirsel bir dokunuş bırakılmıştır. Bu kubbe, Mesih'in on iki havarisini simgeleyen altın suyu ile boyanmış on iki yaprakla süslenmiştir. Kubbe dışarıdan bakıldığında, Eski Şehrin en önemli özelliklerinden birini ve aynı zamanda Kubbetüs Sahra'yı temsil etmektedir.Her ne kadar Kubbetüs Sahra tamamen altın kaplamalıysa da buradaki kubbenin sadece haçı altın kaplamalıdır. Kıyamet kilisesi içerisinde İngilizce Şapel kelimesinin tam çevirisi olarak kapila denilen birçok havra, oda, salon ve küçük kilise bulunmaktadır. Buna ek olarak, Konstantin Kilisesi çevresinde Kıyamet Kilisesi'nin yakınında birkaç yerde dağılmış birkaç kalıntı ve tarihi eser bulunmaktadır.

⇒ GALERİNİN DİĞER FOTOĞRAFLARI