• Kadim Şehir Kudüs - Arzın Arşa Kavuştuğu Yer
KATEGORİLER

Kudüs Surları

Kadim şehir surları Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa edildi. Surlar bölgenin fiziki yapısına göre şekillendiği için eşit uzunlukta değildir, kenar uzunlukları ve yükseklik yerin eğimine göre değişmektedir. Duvar kalınlığı 2 metre, yüksekliği ise yaklaşık olarak 12 metredir bazı yerlerin çukur olması sebebiyle duvar 30 metreye kadar yükselmektedir. Uzunlukları ise 4300Temelde ve alt sıralarda büyük taşlar kullanılırken yukarı sıralarda daha küçük taşlar kullanılmıştır. Surların üstünde 34 adet gözetleme kulesi bulunmaktadır, kuleler, ok atmak ve gelen düşmanları gözetlemek için yapılmıştır. Surların bulunan 11 kapı’dan 7’si açıktır. Bu kapılarda 6 tanesi Sultan Süleyman döneminde yedincisi ise 7. Kapı ise Abdülhamit Han döneminde açılmıştır.

Kadim şehir kapıları:

  1. El Halil Kapısı: Kadim şehrin batı yönündedir
  2. Yeni Kapı: Sultan Kapısı olarak da bilinir. Abdülhamit Han tarafından şehrin kuzey tarafına yapılmıştır.
  3. Şam Kapısı Surun kuzey duvarında, tam ortadadır.
  4. Sahire Kapısı Kuzey yönünde olup Şam kapısı yakınlarındadır.
  5. Esbat Kapısı Eski beldenin doğu yönündedir.
  6. Megaribe Kapısı Eski şehrin güneybatı yönündedir.
  7. Nebi Davud a.s. Kapısı Eski beldenin güneybatı yönündedir.

Kapalı kapılar surların doğu ve güney yönündedirler, aynı zamanda Mescid-i Aksa'nın kapılarıdırlar.

Rahmet ve Tövbe kapıları Mescidi Aksanın doğu yönünde Esbat kapısına 200 metre mesafededir. Babul Rahme ismini bitişiğinde olan mezarlıktan almıştır.

Babul Müfred (tekli) kapısı: surun güney batısındadır.

Sülalesi (üçlü) Kapısı surların güney tarafında, üç kemerden oluşan bir kapıdır.

Müzdaviç (çiftli) Kapısı surların güney tarafında olup iki kemerden oluşmaktadır.

Bu surlar tarih boyunca defalarca yıkılmış inşa edilmiştir. Hatta bir dönem çift olarak yapılmıştır, iki duvar arasını tünel haline getirilmiştir.

Surların önemli bir işlevi de Kudüs’teki tek su kaynağı olan ‘’Silvan Pınarı’’ korumaktır. Pınara yakın, çevreyi rahat görebilen kuleler inşa edilmiştir. İlerleyen asırlarda şehir yoğun göç almasına karşı surlarda belirgin değişiklik olmamış, şehir özellikle batı yönünde gelişmiştir.

M.Ö. 597 yılında Babil Kralı Nabukadnezzar, gözünü Filistin’e çevirmişti. Mısırlıların Asurlulara verdiği desteği bahane eden kral, ordusunu bölgeye göndererek yeni bir savaş başlatmış ve M.Ö. 597’de, Babilliler uzun ve zorlu bir kuşatmanın ardından Kudüs’ü ele geçirmiştir. Bu işgalle birlikte surlar yıkılmış, şehir korumasız hale getirmiştir.

M.Ö. 586-537 arasında, yaklaşık 48 yıl sürgünde yaşayan Yahudiler, nihayet Babillilerin Persler karşısında yenilgiye uğramasıyla, yeniden Kudüs’e dönme fırsatı yakaladı. Pers Kralı Kiros’un 538 tarihli fermanıyla birlikte, 50 bin dolayında Yahudi, zorlu bir yolculuğun ardından Filistin topraklarına ve Kudüs’e döndü.

MÖ 3. Asırdan sonra bölgede etkinliği hissedilen Greko Romen dönemde şehir oldukça genişlemiş mimari açıdan zenginleşmişti, yoğun bir ticari hayat yaşanıyordu.

Miladi 70 yılında başlayan Yahudi isyanını bastıran Romalı Titus şehri tamamen yıkmıştır. Ardından vali olarak atanan Herodot tarafından şehir nispeten toparlanmış, surlar tekrar inşa edilmiştir. İlerleyen dönemlerde Silvan Mahallesi de şehre katılmıştır.

İlerleyen asırlarda şehir ciddi savaşlara sahne olup sürekli el değiştirdi. Çeşitli dönemlerde hasar gören surlar sürekli onarımla ayakta tutulmaya çalışıldı. Surlar şehri korumakta oldukça faydalı olmasına rağmen çevredeki devletler içinde sağlam surları ile güçlü bir kale görünümünde olan Kudüs iştah kabartıyordu. Bu sebeple Selahattin’in fethinden sonra surlar yıkıldı ( o dönemde bu uygulamaya yanık tarla taktiği deniyordu) Geçen asırlardan sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa edildi.

⇒ GALERİNİN DİĞER FOTOĞRAFLARI