• Kadim Şehir Kudüs - Arzın Arşa Kavuştuğu Yer
KATEGORİLER

Hamas Filistin İslami Direniş Hareketi Dr. Abdullah Azzam

Hamas adıyla bilinen İslami Direniş Hareketi Şeyh Ahmed Yasin’nin öncülüğünde Müslüman Kardeşler Cemaati’nin Filistin sahasında faaliyet gösteren Dr. Abdülaziz Er Rantisi, Dr. Mahmud Ez Zehhar ve diğer üyeleriyle birlikte kuruldu.

Şeyh Ahmed Yasin’in duası

Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum, ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas

Ben ki, saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek istediğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Siz ey Müslümanlar suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hala kalpleriniz sızlamıyor mu başınıza gelen bu acı felaketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok Allah için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçiler iken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı şerefi çiğnenirken? Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!

Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; ”Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü’min kullarına yardım et!”diye çağırmaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor? Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, çok zaman alınlarımızda şu yazılacak: Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas

Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elimizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarım bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! " Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum… Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum… Sen mustazafların Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsin… Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? "

" Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı… Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz…"

Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas / Dr. Abdullah Azzam / Ravza yay. / 1. Baskı 2009 / 160 sayfa

KATEGORİDEKİ MADDELER

    Balfour Deklarasyonu - Jonathan Schneer

    2 Kasım 1917 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Baron Walter Rothschild'e gönderdiği ünlü mektupta şu ifadelere yer veriliyordu:

    "Majestelerinin hükümeti Yahudiler için Filistin'de ulusal bir vatan oluşturulmasını olumlu görmekte, bu amacın gerçekleşmesi için elindeki tüm imkânları kullanacaktır..."

    Tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçen bu metin, hazırlayanlarının bile öngöremediği bir dizi olayı tetikledi, yeni bir Ortadoğu'ya ve bitmek bilmeyen sorunlara giden yolu açtı.

    Birinci Dünya Savaşı'nın en karanlık günlerinde hazırlanan İngiliz Dışişleri bakanının ismini taşıyan deklarasyonun gerisinde;

    İngiliz emperyalizminin bölgedeki çıkarları, Avrupa başkentleri arasında mekik dokuyan diplomatlar, ajanlar, askerler, Araplar ile Siyonistler arasındaki çekişmeler ve pazarlıklar yatmaktadır.

    Ünlü tarihçi Jonathan Schneer, tartışma yaratan eseri Balfour Deklarasyonu'nda, bu karanlık günlerin bilinmeyen öyküsünü anlatıyor.

    Arap- İsrail Çatışmasının Kökenleri / Jonathan Schneer / Çevirmen: Ali Cevat Akkoyunlu / Kırmızı Kedi yayınları / 2015 / 2. Baskı / 440 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs ve Aksa Bünyamin Erul

    Kudüs ve Aksa... Kudüs’ü yazmak, kutsalı yazmak kadar zor.

    Zira insanlık tarihi kadar kadim olan bu şehirden nice peygamberler, krallar, sultanlar gelip geçmiş. Orada nice devletler, kavimler, boylar ve soylar yaşamış. Her şeyden önemlisi üç semavî dinin de kutsalı olmuş.

    Tarih var, savaşlar var, helakler var, yıkımlar var ve orada her zaman dinler ve mabetler var. Mucizeler var, kerametler var, istidraclar var. Menkıbeler var, efsaneler var, destanlar var, hikâyeler hatta hurafeler var.

    Binlerce seneye yayılan bütün bunlar, sadece birkaç bin metrekarelik bir şehirde yaşanmış. Sanki birçok farklı filmin çekildiği bir set gibi. Mekân aynı, sahneler bazen binlerce sene öncesini, bazen de sonrasını sergilemekte. Setin zemini pek değişmemekte ise de, sahnedekiler, sesler, mesajlar sık sık değişmekte, bazen de iç içe girebilmekte.

    Bazen karşımıza Süleyman peygamber a.s, bazen Hz. Musa, bazen Hz. Isa çıkmakta.

    Kudüs ve Aksa / Bünyamin Erul - Diyanet İşleri Başkanlığı / 2019 / 1. Baskı / 316 sayfa

    Ayrıntılar

    İsrail Sorunu & Siyasi Siyonizm Roger Garaudy

    1983 yılında kitabının başlığına bilhassa “İsrail Sorunu” diyerek kamuoyu önünde konuşmalar yapan Garaudy, maalesef kitabı yayınladıktan sonra Fransa’da tecrit edilmiştir.

    Garaudy, ölüm tehditleri almış ve büyük bir sessizliğe mahkum bırakılmıştır.

    Bu kitabı Paris’te çıkaran yayınevi, İsrail’in Fransa’daki siyonist lobisi tarafından iflas ettirilmiştir. O günden bugüne kadar da (Ekim 2017 yılına kadar) hiçbir yayınevi bu eseri tekrar basmaya cesaret edememiştir.

    Garaudy, bu eserinden 13 yıl sonra “İsrail, Mitler ve Terör” kitabını yazdı, fakat kimse yayımlamaya cesaret edemediği için, kendi adına bastırdı, cezaya çarptırıldı, kitabın satışı ABD ve Avrupa’da yasaklandı.

    Roger Garaudy, “İsrail Sorunu / Siyasi Siyonizm” kitabının girişinde, “Biz tabulaştırılmış bir konuya el atıyoruz, yani Siyonizm ve İsrail devleti konusuna.” diyerek söze başlıyor ve şöyle devam ediyor:

    “Fransa’da siz Hıristiyanlık dogmalarını veya marksizmi tenkit edebilirsiniz, ateizmi veya milliyetçiliği yerden yere vurabilirsiniz.

    Fakat siyonizmin ne olup olmadığını inceleyecek olursanız başka bir dünyaya geçersiniz, yani edebiyat sahasından adliye alanına geçersiniz

    "İsrail Sorunu & Siyasi Siyonizm" adlı eser, asla Yahudilere hakaret etmeyen, sadece siyasî siyonistlerin gizli ve açık bütün emellerini gözler önüne seren, reddedilmez belgelere ve inkârı mümkün olmayan bilgilere dayalı bir dosyadır.

    Bu kitap, daha 1980’li yılların başında, Irak ve Suriye’nin bölünüp parçalanacağını kesin bir dille haber veriyordu. Yakınlarda Ortadoğu’da gerçekleşecek daha başka bölünmelere de dikkat çekiyordu.

    İsrail Sorunu & Siyasi Siyonizm / Roger Garaudy / Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları / Ekim 2017 / 208 sayfa

    Ayrıntılar

    Selam Sana Ey Kudüs Diyanet İ.B

    Selam Sana Ey Kudüs kitabı ile göz bebeğimiz Kudüs'ü daha yakından tanıyacak. Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi.

    Mescidi Aksa, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi'den sonra ziyaret edilmesi gereken üçüncü mescidimiz.

    Kudüs birçok peygamberin yaşadığı mübarek bir belde. Sevgili Peygamberimizin Mirac'a yükseldiği Mescid-i Aksa Kudüs'te.

    Kudüs'e olan sevgimizi kuvvetlendireceğiz. Allah'a duamız odur ki Kudüs yeniden Darü's-selam yani esenlik, barış, huzur yurdu olarak anılacağı günlere tez zamanda kavuşsun.

    Selam Sana Ey Kudüs / Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları / 2018 / 72 sayfa

    Ayrıntılar

    Selahaddin Namık Kemal (Yay. haz. Ali Emre)

    “Selahaddin, Haçlılar denen bela selinin karşısına sanki kudret eliyle çekilmiş canlı bir set idi. Öyle ki o sel, onun direnme gücü karşısında parçalara ayrıldı ve en sonunda yok oluşun dibine çöktü."

    "Her ne kadar eserleri ölümünden sonra uzun süre yaşamadıysa da o azametli adı, yedi harikanın şöhreti gibi dünya durdukça bâkidir.”

    Bu kitap, Namık Kemal’in bir buçuk asır önce yazdığı önemli biyografilerden biri.

    Yayımlandığında ciddi bir etki ve aynı konuda yazma isteği uyandıran bu küçük fakat önemli eseri, Ali Emre, hem günümüz yazısına hem de sadeleştirip dipnotlar ekleyerek günümüz Türkçesine aktardı.

    “Şark’ın en sevgili Sultanı”nın hayatını ve mücadelesini coşkulu bir dille yorumlayan eser, tarihe ilgi duyanlar ve genç okuyucular için kıymetli bir yol arkadaşı.

    Selahaddin /Namık Kemal (Yay. haz. Ali Emre) / Temmuz Yay. /2019/80 sayfa

    Ayrıntılar

    Osmanlı Kudüs’ü Abdalqader Steih

    "Osmanlı Kudüs'ü" adlı eserde bütün ilahî dinlerin kesiştiği peygamberler şehri ve Müslümanların ilk kıblesi olan Beytülmakdis ve dönemin şartları anlatılıyor.

    Yeryüzünün kutsanmış toprağı Kudüs… Asırlarca zıtlıkların ahenk ve estetiğini bir arada yaşatmış kutsal şehir Kudüs.

    Tarih boyunca, küçük coğrafyasına rağmen burası kadar ilgi gören başka bir yer olmamıştır.

    Güzellikler dünyaya buradan yayılmış, çatışmaların kaynağı da burası olmuştur. Bu durum bazen barış ve istikrara imkân vermiş, bazen de büyük çekişmelere sahne olmuştur.

    Bu özelliği tarih yazıcılığına da yansımış ve hemen herkesin farklı tanımladığı Kudüsler ortaya çıkmıştır. Buna rağmen 400 yıl boyunca barış ve sükûnun hâkim olduğu Osmanlı asırları ise, neredeyse tarihin sırrı olarak kalmıştır. Ya da, yapılan çalışmalar Osmanlı Kudüs’ünü anlatmaktan uzak olmuştur.

    Osmanlı Kudüs’ü hakkında neler biliyoruz, ya da bildiklerimiz ne kadar doğrudur?

    Elinizdeki eserde, Osmanlı arşivleri incelenerek bu sorunun cevabı aranmaktadır.

    Bütün Osmanlı asırlarını ele almak yerine bir kesitini inceleyen yazar, bize mükemmel bir Osmanlı Kudüs’ü portresi çizmektedir. Osmanlı Tarihi içinde önemli bir dönemi teşkil eden 18. yüzyılın ilk yarısında merkezde yaşanan değişimin Kudüs’e nasıl yansıdığını, yerel dengelerin nasıl sağlandığını belgeler ile ortaya koymaktadır.

    Başka bir deyişle bu kitap Osmanlı Kudüs’ünü anlatmaktadır. Filistinli yazar, tarihten sunduğu örnekler ile son yüzyıldır Kudüs’te barışın niçin sağlanamadığının da adeta ipuçlarını vermektedir.

    Osmanlı Kudüs'ü /Abdalqader Steih / Taş Mektep Yayınları / 2017/160 sayfa

    Ayrıntılar

    Siyonist Sorgu! İsrail Zindanlarında Bir Türk

    Siyonist Sorgu! İsrail Zindanlarında Bir Türk kitabı, 2016 yılında Kudüs'e giden Orhan Buyruk'un Tel Aviv Ben Gurion Havaalanında, İsrail’in gizli istihbarat servisi Mossad tarafından ajanlıkla suçlanarak tutuklanması ve sonrasında yaşanılanları tüm gerçekliğiyle anlatıyor.

    Tek kişilik hücre, cezaevi ve sorguda yaşadıklarını kaleme alan Orhan Buyruk; Siyonist zindanlarındaki hatıraları ile Filistin davasına farklı bir bakış açısını bizlerle paylaşıyor.

    Takdim kısmında kitap bizi Cahit Zarifoğlu'nun "Bir Kudüs Şiiri" ile karşılıyor.

    Ey mazlum besleyen ana

    Koynuna sokulmaya çalışan; Zalim.

    Göğsünün orta yerinde

    Duvar; Nefretle örülen.

    Selahaddin’in emaneti

    Toprağının kokusu neden hüzünlü

    Ey Kudüs

    Rabbin katında

    Melekler ördü tuğlalarını

    Toprağın, gözyaşıyla harc...

    Mescidin memlekettir

    Seni sevmek namustur Kudüs...

    Siyonist Sorgu! İsrail Zindanlarında Bir Türk / Orhan Buyruk / Çığır Yayınları / 152 sayfa

    Ayrıntılar

    Theodore Herzl Yahudi Devleti

    Yahudi milliyetçiliği Siyonizmin kurucusu kabul edilen Theodore Herzl, ırkına vaadedildiğine inandığı Filistin topraklarında bir devlet kurma düşünü Yahudi Devleti kitabında kaleme aldı.

    Theodore Herzl kuruluşunu göremediği devletin bayrağının tasarımından göçmenlerin yolculuk ön hazırlıklarına, yerleşilecek toprağın ıslahına, günlük çalışma saatlerinin sınırlanmasına varıncaya kadar ayrıntılı tarifleriyle rehber niteliğindeki Yahudi Devleti, coşkulu bir manifesto özelliği taşıyor.

    Yazar ve gazeteci kimliğinin yanında, Yahudiler için Filistin'den toprak talebiyle Sultan Abdülhamit'le yaptığı görüşmelerle de tanınan Herzl'in kitabını, hayatı ve bahsi geçen görüşmelere ilişkin bir giriş yazısıyla sunuluyor.

    "Basel'de ben Yahudi Devleti'ni kurdum. Eğer yüksek sesle söylersem, bana bütün dünya güler. Oysa, belki beş fakat hiç şüphesiz ki elli yıl içinde herkes bu gerçeği görecektir. Yahudi Devleti'nin varlığı manevi temellere oturtulmuştur. Bu devlet Yahudi halkının bu konudaki istek ve azmi ile kurulmuştur."

    Theodore Herzl

    Yahudi Devleti / Theodore Herzl / Sümer Kitabevi / 1. Baskı 2017 / 136 sayfa

    Editör notu: Kıymetli okuyucularımızın dikkatine!

    Kudüs kitaplığı bölümünde Kudüs'ümüz ile ilgili kayda değer tüm eserlerin tanıtımı amaçlanmakta, kitap öneri listesi gibi değerlendirilmemelidir. Bahsedilen eserlerden "Yahudi Devleti" kitabı Yahudilerin dünya görüşünü, olaylara bakış açısını ve motivasyon kaynağını öğrenme açısından önem arz etmektedir. Bu düşünceyle "Kudüs Kitaplığı" bölümünde Herzl'in “Yahudi Devleti” kitabına da yer verilmiştir.

    Paylaşımlarımızı yakından ve dikkatli bir şekilde takip eden, gerektiğinde bizi kılıçları ile değilse de mesajlarıyla düzeltecek dostlarımızın varlığı bize güven ve mutluluk vermektedir.

    Paylaşımlarımızla ilgili olumlu / olumsuz mesajlarınızın devamını istirham ediyoruz.

    Peygamber Efendimizin (sav) buyurduğu şekliyle "birbirimizi yıkayan eller" gibi oldukça bir anlamı da temizlik olan Kudüs-i Şerif'imize daha layık neferler olacağımızı ümit eder, şimdiden nazik uyarılarınız için teşekkürlerimizi arz ederiz.

    Ayrıntılar

    Osmanlı Belgelerinde Filistin Devlet Arşivleri

    "Osmanlı Belgelerinde Filistin" adlı eser Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından 2009 yılında yayınlanmıştır.

    Filistin toprakları, sınırları içinde İslâmiyet, Hıristiyanlık ve Museviliğin ilgi odağı olan Kudüs'ü barındırmasıyla ayrı bir önem taşır. Bölge, bu sebeple hemen her devirde dünyanın alâkasını üzerinde toplamıştır.

    1517'de Kudüs'ün fethedilmesiyle Osmanlı hakimiyetine giren Filistin, bu tarihten itibaren 1917 yılına kadar geçen 400 yıllık zaman diliminde en uzun istikrar dönemini Osmanlı yönetiminde yaşamıştır.

    Osmanlılar Mekke ve Medine'den sonra üçüncü kutsal şehir olarak kabul ettikleri Kudüs'ü de içine alan Filistin topraklarının barış ve huzur içinde idaresine her zaman özen göstermişlerdir.

    Kutsal mekânlarda her dinin mensuplarının kendi inançlarını serbestçe icra etmelerini sağlamayı bir devlet politikası olarak benimsemiş ve bunu başarıyla sürdürmüşlerdir. Ayrıca farklı din ve mezheb mensuplarının birbirlerinin özgürlük alanına müdahale etmemeleri konusunda ciddi anlamda hassasiyet göstermişlerdir.

    XIX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren artarak devam eden bölgeyi ele geçirme gayretlerine ve uluslararası müdahalelere rağmen, Filistin'de barış ve istikrarı koruma politikasından vazgeçmeyen Osmanlı Devleti;

    Bu alanda gerekli gördüğü idarî, askerî ve iktisadî tedbirleri almıştır. Bu anlamda tamamen kanun ve yönetmelikler çerçevesinde hareket edilmiş ve uluslararası normlara riayet edilerek konjonktür gözetilmiştir.

    Devletin arzu etmediği yönde gelişen olaylara müdahale etmede yasal çerçevenin dışına çıkılmamıştır. Bilindiği üzere arşiv belgeleri, geçmişi geleceğe taşıyan en güvenilir delillerdir.

    Geçmişten devraldığımız bu büyük mirası korumak, gerektiği gibi değerlendirip gün ışığına çıkarmak ve yayınlamak; Osmanlı Devleti'nin yönetim anlayışını dünya kamuoyuna duyurmak bakımından önemli bir görevdir.

    Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olarak bu anlamda bir hazineye sahip olduğumuzun bilincindeyiz. Bu itibarla üç kıtada pek çok ülke ve milleti ilgilendiren konularda, Osmanlı Devleti'nin diğer milletlerle olan yönetim ilişkilerine dair yayınlar yapmaktayız.

    Genel Müdürlüğümüz, Osmanlı Belgelerinde Filistin adlı bu çalışma ile kutsal bölgelerin idaresinde gösterilen özen ve titizliğe dair dünya kamuoyuna önemli bir hizmet sunma amacını taşımaktadır.

    Bu çalışmada, Filistin'in Osmanlı idaresinde bulunduğu zaman diliminde bölgeye götürülen sosyal ve idârî hizmetler ile en üst seviyede emniyet ve huzuru sağlamaya yönelik askerî tedbirlere dair örnekler seçilmiştir. Seçilen belge örneklerinde görüleceği üzere, Osmanlı Devleti bilhassa Kudüs ve çevresini huzur ve istikrar içinde yönetmeyi temel amaç edinmiştir.

    "Osmanlı Belgelerinde Filistin" adlı kitap;

    Osmanlı Devleti'nin bugünkü Filistin bölgesiyle ilgili idari konular,

    Sağlık, asayiş, imar, Musevilerin Filistin'e yerleşmesi,

    Eğitim ve sosyal hayat, cemaatlere tanınan din hürriyeti ve kültürel mirasın korunması

    bölümlerinden oluşmaktadır ve 197 belge, 4 harita, 79 fotoğraf, 2 gravür ve 1 plan ihtivâ etmektedir.

    Eserin hazırlanması sırasında emeği geçen Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü personeline teşekkürlerimi sunuyorum. Bu çalışmanın, Osmanlı idaresinden sonra suların hiç durulmadığı Filistin'de, karşılıklı iyi niyet ve haklara saygı çerçevesinde barış ortamının tekrar tesis edilmesi yolunda bir umut ışığı olmasını temenni ediyorum.

    Doç. Dr. Yusuf SARINAY / Devlet Arşivleri Genel Müdürü

    Ayrıntılar

    Abdullah Galib Bergusi Yoldaki Mühendis

    Abdullah GalibBergusi. Filistin Direniş Hareketi Kassam'ın Batı Şeria ve Ramallah’ta bilinen en meşhur komutanı. Kod adı Yoldaki mühendis ya da Gölgeler prensi olan Bergusi, Filistin tarihinde en çok ceza alan kişi.

    67 müebbet ve ayrı ayrı onlarca yıl hapis cezası... 2003 yılından beri tek kişilik hücrede yaşıyor. Tutsak alınmadan önce İsrail’in tüm istihbaratını peşinden koşturan Filistin’in bu meşhur komutanı bedeni tutsak alınsa da zindanda kalemiyle kelimeleriyle direnmeye devam ediyor.

    “Uzun zamandır tek kişilik karanlık bir hücrede yaşıyorum. O kadar uzun zaman ki artık senelerini saymakta acizim… Tek kişilik karanlık hücreye konulmadan tam altı ay boyunca soruşturma merkezlerinde dolaştırıldım. Bu merkezlerde ölümü gördüm… Ölümle konuştum… O da benimle konuştu… Çok defa ölüme dokundum… Fakat el-Kahhâr olan Allah'ın yardımıyla ölüme galip geldim… Siyonistler tarafından tutuklanmadan önce hayatımın en güzel yıllarını geçirdim. Başım dik ve yükseklerdeydi. Mescid-i Aksa'nın kandillerinin yakılacağı yağın Filistin'e, özgür savaşçıların toprağına gelmesi çok yakındır… Aydınlık yarınlar yakındır. Siyonistlerin, Allah'ın mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'dan gitmeleri yakındır. Filistin'in emperyalizmden, işgalden ve zulümden özgürlüğüne kavuşacağı günler çok daha yakındır.” Abdullah GalibBergusi

    Yoldaki Mühendis / Abdullah GalibBergusi /Ekin Yayınları /10. Baskı /200 sayfa

    Ayrıntılar

    Pazarlık Prof. Dr. Vahdettin Engin

    1890’lı yıllarda Yahudiler, Rusya başta olmak üzere Romanya ve Yunanistan’da uğradıkları baskılar yüzünden bu ülkeleri terk etmek zorunda kaldılar. Sığındıkları ilk ülke ise Osmanlı Devleti oldu. Dönemin Padişahı II. Abdülhamid, başlangıçta insani nedenlerle Yahudilerin Filistin dışındaki Osmanlı vilayetlerine yerleşmelerine izin verdi.

    Fakat Yahudiler ‘vaadedilmiş topraklar’ olarak kabul ettikleri Filistin’e yerleşmek istiyorlardı. II. Abdülhamid’in saltanatı süresince bu konuda yoğun çabalar harcadılar. Özellikle Rotschild ve Baron Hirsch gibi zengin Yahudiler, Filistin’de toprak satın alarak buralara göçmen yerleştirmeye çalıştılar.

    1896 yılından itibaren ise sahneye Theodore Herzl çıktı. Herzl Filistin’de Yahudiler için özerk bir devlet oluşturma peşinde idi ve bunun yolunun II. Abdülhamid’i ikna etmekten geçtiğini düşünüyordu. Bu uğurda beş defa İstanbul’a geldi. Bir defasında Padişah’la görüşme imkânı buldu. Herzl’in kafasında, Osmanlı Devleti’ne bazı mali imkânlar sağlayarak hedefine ulaşmayı sağlayacak izni koparmak vardı.

    1. Abdülhamid ise Herzl’in şahsında, Avrupalı alacaklıları Osmanlı dış borçlarının indirilmesine ikna edecek bir destek bulmuştu. Bütün bu ilişkiler ağının ne şekilde örülüp nasıl sonuçlandığını elinizdeki kitabı okuduğunuzda öğrenebileceksiniz.

    Murat Bardakçı'nın sunuş yazısında, asırlık hatalar nihayet düzeldi.

    Osmanlı İmparatorluğu’nun Sultan Abdülâziz’in tahttan indirilmesi ile başlayan, darbelerle ve savaşlarla dolu olan ve rejim değişikliği ile nihayet bulan 1876 senesinden sonraki tarihinin bazı noktaları, olayların ne şekilde cereyan ettiklerini doğru şekilde aksettiren belgelerin henüz tam ve tarafsız şekilde incelenememiş olması sebebi ile hâlâ karanlıktadır.

    Bu bilinmezlik, o dönemin profesyonel tarihçilerin yanı sıra tarih meraklıları tarafından da bir kısmı efsane hâlini almış olan bazı asılsız söylentiler çerçevesinde yorumlanması ve ideolojiler doğrultusunda değerlendirilmesi neticesini vermiştir.

    Yaklaşık bir asırdan bu yana tartışılan ve ideolojik şekilde yaklaşılan konuların başında, Sultan İkinci Abdülhamid’in Filistin politikası gelir. Abdülhamid’in 1909’da tahtından indirilmesinin ardında hükümdarın Filistin’de bir Yahudi vatanı kurulması yolundaki girişimlere izin vermemiş olmasının yarattığı intikam ve cezalandırma teşebbüslerinin bulunduğu yaygın bir kanı halini almış, Osmanlı İmparatorlıuğu’nun çöküş dönemi bazı tarih yazarları tarafından bu çerçevede değerlendirilmiş, hattâ Abdülhamid ile Siyonist politikacılar arasında geçtiği öne sürülen ve tamamı hayalî olan konuşma metinleri bile yayınlanmıştır.

    Prof. Vahdet Engin’in Pazarlık adlı eseri Abdülhamid’in Filistin politikasının gerçeğini ortaya çıkartmakla kalmıyor, hatalı bilinen diğer konuları, meselâ İrlanda Kurtuluş Ordusunun (IRA) Sultan Abdülhamid tarafından kurulmuş olduğu yolundaki söylentileri ve ismi bizde kısaca “Baron Hirsch” olarak geçen Baron MoritzvonHirschaufGereuth ile Abdülhamid arasında 1891’de yapıldığı iddia edilen bir başka Filistin pazarlığı iddialarına yönelik yanlış bilgileri de tashih ediyor.

    Pazarlık / Vahdettin Engin / Yeditepe Yayınları / 18. Baskı 2015 / 213 sayfa

    Ayrıntılar

    Zeytindağı Falih Rıfkı Atay

    Zeytindağı, insanın kanını donduran tarihi bir süreci, “bir imparatorluğun çöküşünü” o zamana göre en duru Türkçe ile karşımıza getiriyor.

    Kitapta Mehmetçiğin Yemen’de, Aden’de, Kanal’da, Gazze’de, Arap Çölleri’nde nasıl kırıldığını, yenilgiden sonra bir vagon dolusu “mecidiye altınını” bile nasıl bıraktığımızı hayretler içerisinde okuyacaksınız.

    Cemal Paşa’nın emir subayı olarak, o günlerde en yakınında olan Falih Rıfkı, Zeytindağı kitabıyla tarihimize bir ibret belgesi bırakırken, her biri bir destan olabilecek, askerlerin günlükleri ve adeta kumar masasında kaybedilen Ahmet'lerin, Mehmet'lerin hikâyeleri tüylerinizi ürpertecek.

    “Bu kitabı okumak âdeta bir borçtur ve bir vazifedir.”

    Behçet Kemal Çağlar

    “Falih Rıfkı’nın son eseri Zeytindağı, Cumhuriyet devri edebiyatının en büyük hâdiselerinden birini teşkil etti. Falih Rıfkı’nın bize hatırlattığı devir, Türk milletinin geçirdiği ve geçirebileceği felâket devirlerinin en facialısı, en dehşetlisi ve ruha en çok bezginlik verenidir. Eğer, muharririn keskin ve yüksek zekâsı bu devir üstüne berrak bir aydınlık gibi aksetmemiş olsaydı, biz ona doğru başımızı çevirip tekrar bakmak arzu ve cesaretini kendimizde bulamayacaktık.”

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu

    “Zeytindağı'nı seve seve okudum. Zaten başladıktan sonra bırakmak kabil değil. Bence bu yeni kitabında Falih Rıfkı’nın üslûbu, öbür kitaplarından daha göz kamaştırıcıdır ve zannedersem en güzel hâline vâsıl olmuştur. Kitap, bugünkü Türkçe ile ne kadar kuvvetli anlatım yapılabileceğine sağlam bir delildir.”

    Nurullah Ataç

    “Osmanlının son dönemlerini anlatan Zeytindağı isimli kitabı gençlerimiz mutlaka okusunlar.”

    Recep Tayyip Erdoğan

    Zeytindağı Falih Rıfkı Atay Pozitif Yayınları 3. Baskı 2013 176 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüslü Ömer İlknur Koç Aytaç

    Sizin de bitmek tükenmek bilmeyen sorularınız ve öğrenme merakınız varsa Kudüslü Ömer kitabıyla doğru seçim yapmışsınız demektir.

    Buralar Hz. Adem ve çocuklarının yurt edindiği, Hz. İsa’nın dünyaya geldiği, Hz. İbrahim’in yıllarını geçirip ruhunu teslim ettiği; Hz. Yakup’tan Hz. Yusuf’a, Hz. Musa’dan Hz. Süleyman’a yüzlerce peygamberin doğduğu, yaşadığı, vefat ettiği topraklar…

    Kabe’den önce ilk kıblemiz, Peygamber Efendimiz’in (asm) Mirac'a yükseldiği yer…

    Önce Hz. Ömer (ra) sonra Selahaddin Eyyubi ve en son Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilen ve 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde huzur bulan şehir…

    Bugün ise, Yahudi işgaline direnen, bir insanın evden çıktığında geri dönüp dönmeyeceğini bilmediği topraklar…

    Evet evet Kudüs’ten bahsediyorum.

    Kudüs, biz Müslümanlar için neden önemli? Tarihinde neler yaşanmış? Bugün neden işgal altında? Yahudiler neden zulmediyor, bizi neden öldürüyor, evlerimizi neden elimizden alıyor, etrafımıza neden duvarlar örüyorlar?

    Var mısınız yol arkadaşlığına? Hadi o zaman kemerlerinizi bağlayın ve sıkı tutunun. Ya da en iyisi abdest alın. Çünkü gezimiz camiler, türbeler, muhteşem tarihî eserlerle dolu…

    Kudüslü Ömer / İlknur Koç Aytaç / İlkGençlik Yayınları / 1. Baskı 2017 / 175 sayfa

    Ayrıntılar

    Filistin Meselesinin Değişmez Gerçekleri Dr. Muhsin M. Salih

    Filistin Meselesinin Değişmez Gerçekleri adlı kitap, Filistin meselesiyle ilgili temel gerçekleri özet şeklinde ortaya koymuştur. Bu temel hakikatler; siyasi, fikri ve kültürel hareketliliğin bilincinde olarak okuyucuya sunulmuştur.

    Kitabın her bir konusu bir metin mesabesinde olup her Müslümanın zihninde canlanması, netleşmesi ve anlaşılması önem arz etmektedir.

    Belkide insaf, adalet ve hakikatler temennisinde olan her şerefli insan için aynı şey söz konusudur.

    Elinizde bulunan Dr. Muhsin Muhammed Salih’in yazmış olduğu bu kitapçık aslında Müslümanların öncelikli meselelerinden bir mesele olan Filistin davasının değişmez gerçeklerini anlattığı önemli bir çalışmadır.

    Prof. Dr. Muhammed Ammare

    Filistin Meselesinin Değişmez Gerçekleri / Dr. Muhsin Muhammed Salih / Nida Yayınları / 1. Baskı 2014 / 64 sayfa

    Ayrıntılar

    Haberin Ardındaki Gerçek Mustafa Uzun

    Asalet Yayınlarından çıkan "Haberin Ardındaki Gerçek" adlı kitapta medyanın doğru bilgiye ulaşma noktasındaki eksiklikleri ve medya çılgınlığının getirdiği ciddi duyarsızlık konu ediniliyor.

    Kitapla ilgili bilgi veren gazeteci-yazar Mustafa Uzun, medyanın insanları balık hafızaya sahip kitleler haline getirdiğini belirterek "Bırakın önemli meseleleri, çok canımızı yakan dünkü haberleri dahi hemen unutuyoruz. Haberin ötesine geçmemiz pek mümkün olmuyor. Haberin ötesindeki asıl habere ulaşamıyoruz." ifadelerini kullandı.

    Haberin Ardındaki Gerçek adlı kitapta;

    Filistin'de Siyonist bir devlet kurmak ve kurulan İsrail devletinin kanlı işgallerini meşrulaştırmak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler, 1947 yılında bu işlevini yerine getirdikten sonra artık anlamını yitirmiş bir kukla sistem olarak biliniyor.

    Başta ABD olmak üzere devamlı veto yetkisine sahip beş üyenin kontrolündeki bu ahlaksız yapı kurulduğu 1945 tarihinden bugüne kadar hiçbir problemi çözemedi ve aldığı tüm kararlar da İslam dünyasının aleyhine oldu. Milletler arası hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak beş devlete veto hakkı veren BM, ayrıca BM güvenlik konseyine de daimî üyeler seçti.

    1. Dünya Savaşının galibi olan bu devletlerin haricinde kalan hiçbir devlete söz hakkı verilmedi. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'nın oluşturduğu bu devletler Müslümanlara ait hiçbir problemde İslam dünyasının lehine karar almadılar. Şu ana kadar da hiçbir İslam ülkesi BM'ye daimî üye olamadı.

    Haberin Ardındaki Gerçek / M. Mustafa Uzun / Asalet Yayınları / 1. Baskı 2018 / 278 sayfa

    Ayrıntılar

    Arz-ı Mukaddes Kudüs Dr. Erkan Aydın

    Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) diliyle; Hz. Âdem ile başlar Arz-ı Mukaddes Kudüs / Mescid-i Aksâ tarihi... Neredeyse insanoğlunun dünya serüvenine denk...

    Şehre ismini veren mabed, Mescid-i Haram’dan (Kâbe’den) kırk yıl sonra yapılmıştır. Her iki mescidin arasındaki mesafe yaklaşık 1500 km’dir ama Mekke’den Kudüs’e klometrelerin hiçbir önemi yoktur. Çünkü Beytullah’tan Beytü’l-Makdis’e mabedlerin, Halilullah’tan Habibullah’a dede torun peygamberlerin, Tahiyyat’tan Amene'r-Rasûlü’ye dualarla vahyin, Emeviler’den Osmanlı’ya İslam tarihinin, kültürünün şahidi, farklı inançları tek bir kaya etrafında buluşturan, dört kitabın okunduğu ve mi‘racın konağı bir şehirdir Kudüs.

    Sadece mi‘racın konağı değil, aynı zamanda ümmetin mi‘racının da sembolü olan Kudüs, bizim her şeyimizdir. Çünkü milletinden olmakla iftihar ettiğimiz Hz. İbrahim’in (as) Kâbe’yi yapmaya gitmeden Kudüs’e uğradığı gibi ümmetinden olmakla şeref duyduğumuz Hz. Muhammed (sav) de sanki iade-i ziyaret edercesine Kâbe’den Kudüs’e gelerek Kudüs’ü ümmetinin kalbine bir iman bağıyla âdeta düğümlemiştir.

    Geçmişte Yahudilerin, bugün ise Müslümanların yürek sızısı... Geçmişine ağıt yakanlar, yeni ağıtlar yakacak nesilleri geleceğe miras bırakıyor. Bu yönüyle tarihin tekerrür sahnesidir Kudüs.

    Karen Armstrong; “Müslümanlar en baştan itibaren Kudüs’e dair kapsayıcı bir vizyon geliştirdiler. Başkalarının ne varlığını ne de kutsalını inkâr ettiler. Bu kuşatıcılık bugün zulüm altındaki Kudüs için acil bir ihtiyaçtır.” der.

    Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı adlı kitabında; “Gözyaşının hiçbir faydası olmadığını anlamak için, Yahudilerin Kudüs'te yüzlerce yıldan beri her cumartesi günü başlarını dayayıp ağladıkları taşı ziyaret ediniz: Yüzlerce yıllık gözyaşı, bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır.” dediği gibi Kudüs için sadece ağlamak çözüm değildir. Kudüs’ü tanımalı, görmeli, sevmeli ve sahip çıkmalıyız.

    Rasulullah’ın burağıyla Mekke’den Kudüs’e katettiği bu kutlu yol, inşallah kıyamete kadar ümmeti tarafından yürünecek ve yürünmeye devam edecek, 15 Temmuz 1099/15 Temmuz 2016 Haçlı işgalcilerine karşı bu Muazzez Millet, Mi’rac ruhunu hep yaşayacak ve yaşatacaktır.

    Arz-ı Mukaddes Kudüs / Dr. Erkan Aydın / Çığır Yayınları / 1. Baskı 2018 / 290 sayfa

    Ayrıntılar

    Müslümanlar ve Filistin Davası Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi

    Kardeşlerim! Size Hint kıt'asının bir sesi olarak sesleniyorum. Filistin'in işgal edilmesi üzerine bütün Müslümanların olağanüstü bir hayat yaşamaları ve sürekli hazırlıklı olmaları gerekirdi." der Ebu'lHasen Ali En-Nedvi "Müslümanlar ve Filistin Davası" kitabında...

    Yüce Allah'ın onlara helal kıldığı zevkleri bile kendilerine yasaklamaları gerekirdi. Zafer kazanan başarılı ordular tarihte hep böyle yaptı.

    Hindistan'da üç buçuk asır hüküm süren Moğol devletinin kurucusu Babür beraberinde yirmi bin savaşçı bulunarak meydana çıktı. Düşmanı Rana Sanga içinde iki yüz bin savaşçının bulunduğu büyük bir orduyu komuta ediyordu.

    Ne yaptığını biliyor musunuz? Babür, şaraba düşkün biriydi. İçmeden duramıyordu. Tarihte onun şaraba düşkün olduğu bilinir. Çarpışma alanında biranda durdu ve Allah'a tevbe etti.

    "Ey Allah'ım! Ben kendime şarabı yasaklıyorum ve artık onu kendime yaklaştırmayacağım" dedi.

    Haramlardan ve çirkin işlerden uzaklaştı. Sonra savaşa daldı, hedefine odaklandı ve kendini meşgul eden bütün engellerden kurtularak düşmanla çarpıştı. Böylelikle büyük bir zafer kazandı. Mimari ve sosyal eserleri halen kalıcı bir şekilde ayakta duran bu büyük devleti kurmayı başardı. İşte işi ciddiye alan şahıslar, milletler ve ordular ciddi iş yapar ve netice alırlar.

    Müslümanlar ve Filistin Davası / Ebu'lHasen Ali En-Nedvi / Asalet Yayınları / 1.Baskı 2018 / 305 sayfa

    Ayrıntılar

    Orta Doğu’nun Kalbi Kudüs Soner Demirsoy

    Orta Doğu'nun Kalbi Kudüs kitabında, Kudüs'ün İslam tarihi ve Müslümanlar açısından önemi anlatılıyor. Kudüs şehri, coğrafi konumu ve sahip olduğu tarihi kimliği sebebiyle çağlar boyunca çok mühim hadiselere sahiplik etti.

    Peygamber Efendimiz’in (sav) Mekke-i Mükerreme’den Kudüs’e gelmesi ve buradan Kubbetü’s-Sahra’nın içindeki Muallak Kayası’nın üstünden Mirac'a yükselmesi bunların en başta gelenidir.

    Bunun yanında Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen pek çok peygamberden hatıralar taşıması şehrin başka bir zenginliğini teşkil etmektedir.

    Hz. Ömer’in (ra) Medine-i Münevvere’den gelip şehri bizzat teslim alması, Selahaddin Eyyubi’nin Haçlı istilası altındaki şehri fethetmek için verdiği mücadeleler, Osmanlı devletinin son ana kadar bu beldeyi müdafaa etmesi, şehrin maddi ve manevi ehemmiyetini idrak etmelerinden dolayıdır.

    Günümüzde ise Müslümanlar için böylesine mukaddes bir şehrin bırakın tarihini, daha Kubbetü's-Sahra ile Mescid-i Aksa’nın bile birbiri ile karıştırılıyor olması, bizim bu Peygamber ve Sahabe-i Kiram diyarından ne kadar uzaklaştığımızı gösteriyor.

    Orta Doğu'nun Kalbi Kudüs eseriyle Kudüs şehrini yeniden tanıyacak, ilk defa yayınlanan fotoğraf ve planlarla tarihe yolculuk yapacak, güncel karelerde kendinizi şehrin sokaklarında hissedeceksiniz.

    * Orta Doğu'nun Kalbi Kudüs / Soner Demirsoy – Mustafa Usta / Çamlıca Yayınları / 1. Baskı 2017 / 192 sayfa

    Ayrıntılar

    Noam Chomsky Filistin Üzerine Konuşmalar

    İsrail’in 2014 yılında yaptığı son kapsamlı operasyon olan Koruyucu Hat Operasyonu'nda 2300 Filistinlinin ölümü, binlercesinin yaralanması ve yerlerinden sürülmesi İsrail için yeni bir toprak gasbının önünü açmıştı. Noam Chomsky o dönemi "Filistin için dayanışmaya duyulan ihtiyaç hiç bu kadar çok olmamıştı." diye ifade eder.

    İsrail’in açıkça uluslararası yasaları çiğnemeye devam etmesi ve bu duruma Batının sessiz kalması hepimizin insanlığımızı sorgulamamız noktasında hayati bir önem taşıyor. Filistin’de yaşanan haksızlık bütün dünyayı etkiliyor.

    Meksika yoluyla Ferguson’dan Atina’ya açıkça görünüyor ki İsrail’in kullandığı sindirme araçlarını pek çok hükümet kullanıyor. Aynı taktiklerin, metotların ve araçların kullanışı bize bunun sadece Filistinlilere kalmayacağını gösteriyor.

    "Filistin Üzerine Konuşmalar" eserinde dünyaca ünlü iki akademisyen Noam Chomsky ve Ilan Pappe Filistin'in kuruluş mücadelesini Dünya kamuoyuna duyurmak ve İsrail’in insan hakları ihlallerini durdurmak için uluslararası toplumun nasıl baskı kurabileceğini ve Filistinlilerin önünde uzanan yolu tartışıyorlar.

    Herkesin bildiğini düşündüğü, ancak aslında bilmediği Filistin sorununu tüm yönleriyle anlamak için kulak verilmesi gereken iki ses…

    Filistin Üzerine Konuşmalar / Noam Chomsky- Ilan Pappe / İnkılap Yayınları /1. Baskı 2016 / 168 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Davamız Ahmet Varol

    Kudüs kurulduğu günden bu yana vahyi, ilahi tebliği ve peygamberlik müessesesini temsil etmiştir. Dolayısıyla burası kurulduğu günden beri bir İslâm şehridir. Evet, Kudüs bir İslâm şehridir. Çünkü İslâm, Yüce Allah'tan vahiy alan bütün peygamberlerin ortak dinidir.

    Kudüs Davamız kitabında ümmete Kudüs davasının önemi hatırlatmaktadır. Çünkü Kudüs peygamberler şehridir. Kudüs bir İslâm şehridir. Üstelik alelade değil, özel konuma sahip bir şehridir.

    Yüce Allah bu şehrin ve onu saran toprakların bereketli kılındığını İsra sûresinde bildirmiştir. İşgalciler ne kadar uğraşsalar da bu kutsal şehrin İslâmi kimliğini ortadan kaldıramayacaklardır.

    Ancak bütün dünya Müslümanlarının Kudüs'e yönelik sinsi oyunlar karşısında oldukça dikkatli ve duyarlı olmaları gerekir. Kudüs sadece Filistinlilerin değil bütün dünya Müslümanlarının ortak varlığıdır.

    Kudüs tüm Müslümanlara emanettir. Müslümanların ortak değerleridir. İslâm'ın ilk kıblesi ve mukaddes mescitlerin üçüncüsü oradadır. Orayı fethedenler kıyamete kadar gelecek Müslüman nesillere emanet etmişlerdir. Bu emanete hep birlikte sahip çıkılması ve Kudüs davası bilincinin yaygınlaştırılması gerekir...

    Kudüs Davamız / Ahmet Varol / Nida Yayınları / 2. Baskı 2017 / 103 sayfa

    Ayrıntılar

    Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Kuds-i Şerîf (Kudüs Vilayeti Vakıflar Defteri)

    “Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Kuds-i Şerîf” isimli Kudüs Vilayeti Vakıfları Defteri, transkript ve aslına uygun basımı 29 Mayıs 2015 tarihinde yapıldı.

    1562 tarihli Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Kuds-i Şerîf isimli eser;

    "Kanuni Sultan Süleyman zamanında yazılmış bir defterdir. Tahrir defteri diye hatta tapu tahrir defteri diye tabir edilir."

    "Bu tapu tahrir defterinde Kudüs vilayetinde bulunan vakıfların gelirleri giderleri tek tek kalem kaleme yazılmıştır. Bu çalışmada toplam 3 bin 494 tahrir defteri ve belge bulunmaktadır."

    Arşiv Dairesi Başkanlığında muhafaza edilen evkaf defterlerinden biri olan Kuds-i Şerif Evkaf Defterlerinde peygamberler, sultanlar, melikler, emirler ve şeyhler adına kurulmuş vakıflar yer almakta, bu defterler kutsal Kudüs şehrinin ruhunu yansıtmaktadır.

    Yönetimi altına giren bölgeleri işgal değil imar eden Osmanlı medeniyeti, mübarek ve şerefli belde kabul ettiği Kudüs şehrini de imar etmiş, gelişmesini sağlamış ve yaptığı faaliyetleri kayıt altına alarak muhafaza etmiştir.

    Tarih boyunca defalarca işgal edilen, saldırıya uğrayan, hatta yok edilen ve bugün hala büyük acıların yaşandığı Kudüs, Osmanlı medeniyetinin şefkat ve merhametinin göstergesi olan vakıflarla hayat bulmuş ve varlığını muhafaza etmiştir.

    Günümüze ulaşan bu kayıtlar da göstermektedir ki; geçmişle olan bağları arşivlerimizde muhafaza edilen Kudüs, bizim geçmişimiz ve"Kudüs Vilayeti Vakıfları Defteri" adlı bu eserin hazırlanması sürecinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı görev almıştır.

    Ayrıntılar

    Avi Shlaim - Filistin’i Bölüşmek

    "Filistin'i Bölüşmek" kitabı, Avi Shlaim imzalı hayli olumlu eleştiriler alan önceki çalışma Collusion Across The Jordan'ın (1998), halen çok doyurucu olmakla birlikte gözden geçirilerek kısaltılmış bir baskısıdır.

    Avi Shlaim kitapta, Doğu Ürdün emiri Abdullah ile sonradan İsrail hükümeti olacak olan Yahudi Ajansının lider kadrosu arasındaki ekseriyetle gizli ilişkilere odaklanmak suretiyle, talihsiz Arap-İsrail (!) sorununun en önemli öğelerini gayet okunabilir ve parlak bir anlatımla ortaya koyuyor.

    Sempati ile menfaat birliğini, anlaşmazlık ile bir uzlaşı yakalamaya giden yolda trajik bir biçimde kaçırılan fırsatları yan yana resmettiği bu sıra dışı ilişkinin etkileyici bir tablosunu çiziyor. Ağırlıklı olarak İngiliz, Arap ve İsrail yazılı kaynaklarını kullanan Shlaim, 1921’den 1951’e kadar 30 yıllık bir ilişkinin izlerini sürüyor.’

    -Judith L. Bara, Book Notes-

    ‘Tıpkı Collusion Across The Jordan gibi, Filistin’i taksim siyaseti de revizyonist literatürün önemli bir ürünü olma vasfını koruyor... Revizyonistler, İsrail’in kuruluşuna ilişkin eski pek çok mitin yanlışlığını açıkça ortaya koyuyorlar: – Örneğin İsrail’i yok etmeye adanmış yekpare bir Arap koalisyonuyla karşı karşıya kaldığı; Arap ordularının hem sayıca hem de silahça daha üstün olduğu, kendisininse ancak azim ve iradenin benzersiz bir bileşimi sayesinde ayakta kaldığı; yalnızca onu yok etmeyi arzulayan uzlaşmaz Arap komşularıyla barış anlaşmaları yapabilmek için umutsuzca çabaladığı gibi.’

    -Kathleen Christison, Journal of Palestine Studies-

    Shlaim’in merak uyandıran anlatımı, yalnızca birkaç kişinin aşina olduğu modern İsrail tarihinin tamamını, en hafif ifadesiyle, gözler önüne seriyor... Bu titiz araştırma, Filistin’in trajik tarihini anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kitap.’

    Sheldon R. Richman, Middle East Policy

    “Usta İşi”

    Fouad Ajami, The New York Times Book Review

    Filistin'i Bölüşmek / Avi Shlaim / Küre Yayınları / 1. Baskı 2017 /493 sayfa

    Ayrıntılar

    Selahaddin Eyyübi ve Kudüs’ün Yeniden Fethi Ahmet Ağırakça

    Kudüs fatihi ve 3. Haçlı seferlerinin muzaffer komutanı olan Selahaddin Eyyubi, o günün dünyasının en büyük imparator ve krallarıyla çatışmış, onların bütün saldırılarını bertaraf etmiştir.

    Hz. Ömer’in yadigarı olan mübarek şehri Kudüs düşmanlara karşı korunarak, SelahaddinEyyubi tarafından Müslümanlara hediye edilmiştir.

    İslam aşkı ve heyecanıyla burasını ebediyen bir İslam toprağı olarak sonraki nesillere bırakmıştır. Haçlılar, o günden sonra Filistin ve diğer İslam topraklarını üzerine ordular göndermiştir.

    Ancak hiçbir zaman netice alamamış, Müslümanlara karşı kesin zafer kazanamamışlardır.

    Zaman zaman bazı işgal kuvvetleri bölgeye yeniden musallat olmuş ve bundan sonra da olmaya devam edecektir.

    Fakat bu işgal kuvvetleri şunu çok iyi bilmelidirler ki, Müslümanlar bu toprakları onlara asla vermeyecek ve mutlaka bu işgaller bir gün sona erecektir.

    Selahaddin Eyyubi Ve Kudüs'ün Yeniden Fethi / Prof. Dr. Ahmet Ağırakça / Akdem Yayınları / 1. Baskı 1997 / 197 sayfa

    Ayrıntılar

    Arapların Gözünden Haçlı Seferi Amin Maalouf

    Büyük bir okur kitlesine sahip olan Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'un "Arapların Gözünden Haçlı Seferleri" adlı kitabının ilk çeviri baskısı ülkemizde 2006 yılında yayımlanmıştı.

    Amin Maalouf 1983 tarihli bu ilk yapıtında, 11. Yüzyılın sonundan 13. Yüzyılın başına kadar devam eden, ancak etkileri ve söylemi günümüze dek ulaşan haçlı seferlerini alışılmış anlayışın dışında, egemen tarih anlayışının yerine “öteki”nin gözünden anlatıyor.

    Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri İslâm dünyasının paramparça olduğu bir zaman dilimine ışık tutuyor.

    Müslümanlar birbirlerinin boğazını sıkmakla ve bitmez-tükenmez iç çatışmalarla meşgulken, Haçlılar'ın Avrupa’nın göbeğinden Kudüs’e kadar ilerleyebilmesi anlatılıyor.

    Haçlı Seferleri, Kudüs

    Maalouf, kitabında Salahaddîn Eyyûbî’nin çarpıcı ve gerçekçi bir portresini de çiziyor. İsminden de anlaşılacağı gibi, tamamen dönemin Arap kaynaklarından istifade edilerek yazılan kitap, Salahaddîn’le ilgili en gerçekçi bilgilerin derlendiği kıymetli bir esere dönüşüyor bu sayede.

    Yazarın, kendi Hıristiyan kimliğine rağmen, Salahaddîn’i anlatırken kullandığı hakkaniyetli ve içten üslup, kendisinin hakikate sadakatinin de göstergesi olmaktadır.

    Tarih en büyük anlatıdır.

    Arapların Gözünden Haçlı Seferleri / Amin Maalouf / Yapı Kredi Yayınları / 1. Baskı 2006 / 265 sayfa

    Kaynak: gzt.com/mecra - kitapcafe.com

    Ayrıntılar

    Fezâ’il-i Kuds (Kudüs’ün Kıymetleri) Na’îmî

    Türkiye Yazma Eserleri Kurumu, medeni külliyatımızı, tevarüs ettiğimiz birikimi, yeniden canlandırıyor. Çeviri, çeviri yazı ve tıpkıbasım olarak çeşitli şekillerde yayınlamaya devam ediyor. Bu kıymetli çalışmalardan biri de Na'îmî'nin Fezâ'il-i Kuds (Kudüs'ün Kıymetleri) eseridir.

    Şeyhülislam Sa‘dî Çelebi’nin talebesi olan Ni‘metullah Çelebi (Na'îmî), Kânûnî Sultan Süleyman’ın Kudüs’te gerçekleştirdiği imar faaliyetlerine kâtiplik vazifesiyle nezaret etmiştir. Buradaki gözlemlerini Kudüs’ün tarihi ve faziletleri hakkında derlediği bilgiler ile harmanlayan müellif, Fezâ'il-i Kuds ismini verdiği eserini kaleme almıştır.

    Manzum olan eserde Kudüs’ün Sâm b. Nûh tarafından inşası, Hz. Dâvud ve Hz. Süleyman devirlerinde Mescid-i Aksâ’nın bina edilmesi, Danyal ve Yahyâ peygamberlerin Beytü’l-Makdis’e hizmetleri bahislerinin ardından, Ebû Ubeyde b. Cerrah’ın Kudüs’ü fethi, Hz. Ömer, Abdülmelik b. Mervan ve Selahaddin Eyyûbî’nin bölgedeki hizmet ve faaliyetleri anlatılmaktadır. Metnin en özgün kısmı diyebileceğimiz Kânûnî’nin imar faaliyetleri ile ilgili bölümde ise Kudüs’e su getirilmesi, surun inşası, Mescid-i Aksâ ve Kubbetü’s-Sahrâ’nın tamiri konuları tafsilatlı ve edebî bir dille işlenmiştir. İmar öncesi Kudüs’ün genel durumu hakkında da bilgiler içeren eser, müşahedeye dayalı içeriği ile Osmanlı Kudüs’ü hakkında tarihî bir vesîka niteliğindedir.

    Yazma Eser Uzmanları Yasin Coşkun ve Menderes Velioğlu tarafından, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Fatih Koleksiyonu, 04446 numaralı yazma nüsha esas alınarak yayına hazırlanan Fezâil-i Kuds, söz konusu nüshanın tıpkıbasımı eşliğinde okuyucunun istifadesine sunulmuştur.

    Fezâ'il-i Kuds (Kudüs'ün Kıymetleri) / Na'îmî / 2017 / 384 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs-ü Şerif Dünü Ve Bugünü İlyas Aydoğan

    6000 yıllık tarihi olan Kudüs-ü Şerif, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olup, İslam dinine ve diğer muharref dinlere (Hristiyanlık, Musevilik) mensup olanlar için özel bir yer işgal eder ve yeryüzü nüfusunun neredeyse tamamına yakının ortak şehridir.

    Kudüs- Şerif, eşi ve benzeri olmayan manevi bir medeniyet şehridir. Camiler, kiliseler, sinagoglar ve diğer mabetler yan yana kurulmuşlardır. Dolayısıyla yeryüzünde en sevilen, en çok arzulanan ve en kutsal üç şehrinden biridir. Adeta peygamberlerin resmi geçit yaptığı ve her karış toprağında peygamber izinin bulunduğu kutsal bir şehirdir. Kudüs-ü Şerif, insanlığın doğduğundan beri milletlerin yollarının kavşak noktası olmuş ve ilahi vahyin nuru ile aydınlanmış kutsal bir arz toprağıdır.

    Kudüs, İslamın ilk kıblesi ve Allah Resulünün Mirac'a çıkışının ilk basamağıdır. Kudüs, Hz. Muhammed'in (sav) kendinden önce gelen peygamberlere imamlık yapmış olduğu mukaddes bir mekandır.

    Allah’ın yüce resulü Mescid-i Aksa hakkında kendisine sorulan bir soru üzerine “Orası mahşer günü insanların toplanacağı ve herkesin amel defterinin açıklanacağı yerdir. Oraya gidin ve içinde namaz kılın. Çünkü orada kılınacak bir namaz kendi dışındaki yerlerde kılacağınız bin namaz gibidir.“ buyurur.

    Kudüs-ü Şerif’in Mescid-i Aksa’nın önemini belirtme açısından sevgili peygamberimizin şu müjdeli mübarek sözü ne kadar sevindiricidir. Cenab-ı Peygamber (s.a.v.) buyururlar ki:

    “Kim Hac ve Umre yapmak için Mescid-i Haram’a gitmek üzere Mescid-i Aksa’dan ihrama girerse geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır ve cennete girer”

    Kudüs-ü Şerif'in Dünü Ve Bugünü / İlyas Aydoğan / Yeni Asya Yayınları / 1. Baskı 2013 / 196 sayfa

    Ayrıntılar

    Haçlı Seferleri Harold Lamb

    Hristiyanlarca da kutsal sayılan Hz. İsa’nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanların elinde bulunuyordu. Avrupa’da yaşayan Hristiyanların bu kutsal yerleri Müslümanlardan almak için giriştikleri seferlere Haçlı Seferleri adı verildi.

    Bu seferlere katılan Hristiyanlar, sefere çıkarlarken göğüslerine ve kalkanlarına, seferden dönerlerken de sırtlarına kırmızı birer haç işareti koyuyorlardı. İşte bunun için de kendilerine Haçlı denmiştir. 1096 ile 1270 yılları arasında Haçlı Seferleri (toplam sekiz sefer) düzenlenmeye devam etmiştir.

    Kudüs, 461 yıllık İslam hakimiyetinden sonra 1099 yılında Haçlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal sırasında Kudüs’te, tarihin kaydettiği en acımasız ve korkunç katliamlarından biri yaşanmıştır.

    "Kudüs’e gitmek ya da gidenlere yardım etmek için, hayret verici bir tutku zengini de, fakiri de, erkeği de, kadını da, din adamlarını da, köylüleri de sardı. Kocalar sevgili eşlerinden ayrılmaya hazırdılar; kadınlar ise – her ne kadar gözyaşları içinde de olsa – çocuklarını geride bırakıp kocalarını izleme eğilimindeydiler. Bu zamana dek muazzam değerde olan araziler, çok düşük fiyatlara satıldı ve herkes kafirlere karşı tanrının intikamını almak için silahlar edindi. Hırsızlar, korsanlar, pek çok farklı suçu işlemiş olanlar kutsandılar ve sefaletlerinin uçurumundan döndüler. Böylece Papa, kafirlere karşı silah kullanabilecek durumda olanları cesaretlendirdi. Muazzam gücünün faziletiyle onları, haçı taktıkları andan itibaren önceki günahlarından tamamen arındırdı."

    Urban başarmıştı. Sefer başlıyordu. Altın Papa, duyulmamış bir güç istiyordu. Kılıcını kuşanmıştı ve şimdi onu kendi yararına kullanıyordu. O artık sadece hizmetkarların hizmetkarı, danışman değil, ayrıca Hristiyanlık ordusunun önderiydi. O bir kraldan çok daha öteydi…

    Büyük Haçlı Seferi, kendiliğinden gerçekleşti. Urban’ın çağırdığı adamlar, kendi arzularıyla haça koştular. Avrupa’nın bütün farklı ırklarından geliyorlardı ve bambaşka liderler altında ilerlediler. Urban onları çağırdı, ama onlara önderlik etmedi. Asker kalabalığı antik yollardan tozlar kaldırarak doğuya doğru ilerliyordu.

    Onları başarıya götüren, boyun eğmez ruhlarıydı. Muhtemelen çeyrek milyon adam öldü ve otuz bin kadarı Kudüs’e girebildi. Orada da fedakârlık ve coşkunluk onları ayakta tuttu. Liderler tereddüde düştüğü zaman, sıradan insanlar, büyük başarılar kazandılar. Kudüs’ü ele geçirdiklerinde, onlara rehberlik edecek kimse yoktu. Ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Haçlı ruhu yaşadığı sürece, yeni kazanımlar da devam etti. Bu ruh zayıfladığında ise haçlılar, ilk etapta o bütünü oluşturan unsurlara bölündüler – feodal baronlara, kilise hizmetkarlarına, geçici hacılara ve tacirlere. Farklı istek ve ihtiyaçları ortaya çıktı. Geriye, tek bağlayıcı unsur olarak, Kudüs kaldı...

    Büyük Haçlı Seferinin hikayesi kısaca böyledir. Bu sefer Kudüs’ün ele geçirilmesiyle değil, Haçlı ruhunun kaybedilmesiyle sona ermiştir.

    Bir daha asla böyle bir Haçlı seferi yapılmadı.

    Haçlı Seferleri / HaroldLamb / İlgi Kültür Sanat Yayınları / 2. Baskı 2016 / 360 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs 1917 Yüzyıllık Hasret Nurettin Taşkesen

    Kudüs ve Mescidi Aksa, Fahri Kâinat Efendimizin (s.a.v.) Mirac'a yükseldiği yerdir. Müslümanların ilk kıblesidir. Hz. Ömer’in (r.a.) fethiyle, bütün Müslümanlara emanet edilen mukaddes beldemizdir.

    Neden Kudüs 1917?

    Neden "Kudüs Yılı" ilan edilen 2017 önemlidir?

    Çünkü Hz. Ömer’in gönderdiği İslam Orduları Başkumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın, 637’de Kudüs’ü fethetmesinin 1380. yılı,

    Kudüs Fatihi Sultan Selahaddin Eyyubi’nin, 1187’de şehri Haçlılardan kurtarmasının 830. yılı,

    İlk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim Han'ın, 1517’de Kudüs’ü Osmanlı idaresi altına almasının 500. yılı,

    İngilizlerin Birinci Dünya Savaşında 9 Aralık 1917’de Kudüs’ü işgal etmelerinin 100. yılı,

    İsrail’in 7 Haziran 1967’de Kudüs’ün tamamını işgal ederek baş şehir ilan etmesinin ise 50. yılıdır.

    Kudüs 1917 kitabında;

    100 yıl önce “kaybolan mukaddes topraklar” elimizden nasıl çıktı?

    Kimler kapalı kapılar ardında hangi anlaşmaları yaptı?

    Hangi casusluk örgütleri bu savaşın sonucuna önemli etkide bulundu?

    Hangi kumandanlar kahramanca savaştı?

    Hangileri cephelerde bozguna sebep oldu?

    Tüm bu ve buna benzer soruların cevabını bulacaksınız. Gerçek tarihi olaylar içinde isimsiz kahramanların fedakarlıklarını ve Gazze-Kudüs-Filistin cephesinin akıl almaz sıkıntı ve zorluklarını öğrenecek ve kahraman ecdadımızı rahmetle anacaksınız.

    Kudüs 1917 Yüzyıllık Hasret / Nurettin Taşkesen / Mihrabad Yayınları / 1. Baskı 2017 / 331 sayfa

    Ayrıntılar

    Yahudilik Tarihi Ahmet Almaz - Pelin Batu

    Dünya tarihinin en çok tartışılan halklarından biri olan Yahudilerin günümüze kadar ki hikayesi herkes tarafından merak edilmektedir. Bu kitap Yahudilik tarihi hakkında ilginç sorulara cevap aramaktadır.

    "Yahudilik Tarihi" kitabı geçmişten günümüze Yahudilerin farklı milletlerle olan ilişkilerini ve daha birçok bilinmeyen yönlerine ve farklı sorulara ışık tutmaktadır.

    - Sabetay Sevi ve dönmeler kimlerdi?

    - Yahudiler Kudüs'ten çıkıp, önce Babil'e, sonra Anadolu'ya ve tüm Dünya'ya nasıl yayıldılar?

    - Bizans İmparatorluğu Yahudilere nasıl muamele etti?

    - Yahudilerin Dünya tarihindeki yeri nedir?

    - Yahudiler İstanbul'da nerelerde yaşar ve nerelerde ibadet ederler?

    - Ulu Hakan II. Abdülhamit ve Yahudiler arasında neler yaşanmıştı?

    - Türkler ve Yahudiler kardeş midir?

    - Hazar Türkleri din olarak Yahudiliği neden seçtiler?

    - Yahudi Kürtler nerede yaşarlar?

    - İsrail'in gelecekte yayılma planları nedir?

    - İsrail adı nereden gelmektedir?

    - Vaadedilmiş topraklar neresidir?

    - İsrail'in 13. Kabilesi Hazar Türkleri miydi?

    - Hristiyanların Yahudilere olan kinleri neden kaynaklanmaktadır?

    - Kuzguncuk'a neden "Kutsal Kudüs Toprağı" adı verilmişti?

    - Fatih Sultan Mehmet'in Yahudilerle yaptığı gizli anlaşma neydi?

    Ayrıca bu kitapta yer alan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın "Osmanlı’nın Modernleşmesi ve Sabetaycılık" adlı yazısı, dönemin bilinmeyenlerine ışık tutmakta ve çarpıcı gerçekleri gün ışığına çıkarmaktadır.

    Yahudilik Tarihi / Ahmet Almaz- Pelin Batu / Nokta Yayınları /1. Baskı 2007 / 304 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Ey Kudüs Larry Collins - Dominique Lapierre

    Kudüs... Ey Kudüs kitabı, tarihin içine sığmayan, tüm coğrafyaların ötesinde, başlı başına bir medeniyet olan mübarek ve mukaddes belde Kudüs'ün yüzyıl önceki işgal sürecini anlatıyor.

    “14 mart 1948 günüydü. O gün İngilizlerin Filistin'den ayrıldıklarını, Yahudilerin İsrail devletinin kuruluşunu ilan ettiklerini, Arapların savaşa girdiklerini gördü. Bir ihtilaf kutsal toprağı alevlere boğacak ve o alevler bir daha da sönmeyecekti. Kudüs… Ey Kudüs kitabında ihtilafın doğuşu anlatılıyor.”

    Şehir tarihi, dinler tarihi, kültür tarihi... Hiç şüphe yok ki dünyada Kudüs’ten başka tüm bu konulara tek başına cevap verebilecek bir şehir yok. Kudüs bir şehirden çok daha ötesi olduğu gibi çağlar öncesi ve sonrasını kendinde bulunduran başlı başına bir medeniyet.

    Kudüs… Ey Kudüs, 1948 Arap - İsrail savaşı sırasında iki kesim tarafından parçalanan kutsal kent’in, Kudüs’ün dramatik ve olağanüstü öyküsünü anlatıyor. Larry Collins ve Dominique Lapierre, titiz ve sıkı bir araştırma süreci elde ettiği bilgileri etkileyici bir üslupla okuyucuya aktarıyorlar.

    Filistin’i bölmek için Birleşmiş Milletler'de ki oylama ve bu oylamanın Yahudiler arasında yarattığı sevinç ve Araplar arasında yaşanan keder, Tel aviv – Kudüs kara yolu boyunca yaşanan savaşlar, 1948 yılı mart ayı sonlarında Kudüs’ün neredeyse aç bırakılması, hurvanın tahrip edilmesi ve eski şehrin yıkılmasına neden olan saldırılar, İsrail devletinin ilan edilişi, Arap lejyonunun Kudüs’e girişi, Deir Yasin ve Hadassah hastanesi katliamları gibi dramatik, önemli ve günümüze dek yankıları devam eden olayları Arap ve Yahudi aktörler üzerinden tüm ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Elinizdeki kitapta Kudüs'e dair her şeyi, bir arada bulabileceksiniz.

    Bazen siyaset ve politika, bazen tarih ve coğrafya, benzersiz fotoğraflar, önemli tarihler, yeni okumalara yönlendirecek devasa bir kaynakça. Kudüs… Ey Kudüs, sizi hem bir roman gibi peşinden sürükleyecek hem de bir belgesel gibi sizi saracak.

    Kudüs… Ey Kudüs / Larry Collins - Dominique Lapierre / Kronik Yayınları / 1. Baskı 1973 / 604 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Tarihi Dr. Musa İsmail Basit - Dr. Hamza Zib Mustafa

    Kudüs tarihi geçmişten günümüze detaylı bir biçimde incelendiğinde şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır. İslam ümmeti Kudüs'e hadim olduğunda gücünün zirvesinde olmuş, ümmet zayıf düştüğünde ise Kudüs işgallere maruz kalmıştır. İslam ümmetinin ahvali Kudüs kıstası ile ölçülmüştür.

    Kudüs tarihi, işgal dönemleri irdelendiğinde kutsal şehir Kudüs'ün geçen yüzyıldan beri süren işgali, ümmetin zayıflığının ve dağılmışlığının bir sonucudur. Bahsedildiği gibi Kudüs'ün yönetimini elinde bulundurmak gücün göstergesi olmuştur.

    İslam ümmetinin güçlü olduğu her dönemde Kudüs, Müslümanların yönetimine girmiş; ümmetin zayıfladığı zamanlarda yabancılar bu şehre göz dikmişlerdir. Kutsal şehir eskiden olduğu gibi günümüzde de pek çok kimsenin arzuyla sahip olmak istediği bir yerdir.

    Tarih boyunca şehri Romalılar işgal etmiş, sonra Hz. Ömer zamanında Müslümanlar şehri fethetmişler, İslam ümmetinin zayıflamasıyla Haçlılar şehri iki asır boyunca işgal etmişlerdir. Ardından Müslümanlar güçlerini tazelemişler ve büyük komutan Selahaddin Eyyübi, Müslüman kuvvetlerini toplamayı ve onlarda cihat ruhunu canlandırmayı başarmış ve Kudüs'ü Haçlıların elinden kurtarmıştır. Kudüs şehrine eski azametini, güzelliğini iade etmiş ve şan ve şeref sembolü olan minberi Mescid-i Aksa'ya getirmiştir.

    Eğer İslam ümmeti Kur'an'a ve Hz. Peygamber'in sünnetine yeniden bağlanıp birliğini sağlar ve dirliğini elde edebilirse; inanıyoruz ki, Kudüs ve Mescid'i Aksa tekrar ve onurlu günlerine dönecektir.

    Kudüs Tarihi / Dr. Musa İsmail Basit - Dr. Hamza Zib Mustafa - Dr. Gassan Musa Muhibiş - Dr. Said Süleyman Kik / Nida Yayınları / 3. Baskı 2018 / 192 sayfa

    Ayrıntılar

    Filistin Hakkında Yanılgılar Ahmet Varol

    Filistin Hakkında Yanılgılar kitabında, Filistin meselesi hakkındaki yanlış bilgiler, kanaatler ve tahlillerin bu dava konusunda önemli sorumluluklar gerektirdiği düşünülen birtakım hatalı duruşlara sebep olduğundan bahsedilmiştir.

    Bu hataların başta geleni ise Filistin davasını sahiplenme konusundaki çekingenliktir. Birçok kesimin hala bu meseleye bir İslam davası, Müslümanların ortak meselesi olarak bakmak yerine bir Arap sorunu olarak yaklaştığı söylenebilir.

    Filisin Hakkında Doğru Bilgiler

    Ahmet Varol'un Filistin Hakkında Yanılgılar adlı eseri Filistin davasıyla ilgili olarak zihinleri kurcalayan birçok önemli soruya cevap vermeye çalışıyor.

    Filistin Hakkında Yersiz İddialar

    Filistin halkı sadece topraklarının işgal edilmesi suretiyle değil tarihinin, geçmişinin, değerlerinin çarpıtılması suretiyle de haksızlığa uğratılıyor.

    Bugün halâ Türkiye'de birçokları Filistin davasına, kutsal Kudüs ve Mescid-i Aksa davasına mesafeli durmalarına gerekçe olarak Filistinlilerin kendi yurtlarını kendi elleriyle sattıkları iddiasını gösteriyorlar. Bazılarının gerekçeleri ise Filistin halkının Osmanlıya ihanet ettiği iddiasıdır. Birçokları Filistin'de yaşanan gerçeklere bigane kalmakta kendilerini haklı gösterebilmek için bu iki iddianın her ikisinden birden yararlanıyorlar.

    Sonuç

    Filistin'de hızlı gelişmeler yaşanması sebebiyle şartlar, siyasi ortam ve statü de sürekli değiştiğinden kitabın içeriği yazarı tarafından bir kez daha gözden geçirilmiş ve son baskısı gerekli güncellemelerin yapılmasından sonra yapılmış.

    Filistin Hakkında Yanılgılar /Ahmet Varol / Nida Yayınları / 3. Baskı / 156 sayfa

    Kaynak: Yeni Şafak / Kültür-Sanat

    Ahmet Varol kimdir?

    1962 Artvin Yusufeli doğumludur. İlk, orta ve lise öğrenimini kendi memleketinde tamamladıktan sonra Ankara Ünv. İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesi'nde Hadis dalında yüksek lisans yapan Ahmet Varol, 1984'ten bu yana basın alanında çalışmaktadır. Bu alanda çalışmaya ilk olarak İslam mecmuasının Dış Haberler sorumlusu olarak görev yapmakla başladı. Daha sonra Altınoluk dergisine geçerek bu derginin "İslam Dünyası" bölümünü hazırladı. Bu dergide çalıştığı sırada Erkam Yayınları'nın da editörlüğünü yaptı. Aynı dönemde haftalık olarak yayınlanan Vahdet gazetesinin de Dış Haberler bölümünü hazırlıyor ve bu gazeteye İslam dünyasıyla ilgili yazılar yazıyordu. Ekim 1996 - Ekim 2000 arasında dört yıl süreyle (48 sayı) aylık olarak yayınlanan Vahdet dergisinin Yazı İşleri müdürlüğünü yaptı. Şimdiye kadar birçok periyodik yayın organında İslam dünyası ve genelde dış politikayla ilgili yazıları neşredilen Ahmet Varol'un, Yeni Akit gazetesinde dış politikayla ilgili haftada üç gün yazısı yayınlanmaktadır. Aylık Ribat ve Vuslat dergilerinde de düzenli şekilde yazıları yayınlanıyor. Bunların dışında değişik İslami yayın organlarında farklı zamanlarda İslam dünyasındaki gelişmelerle ilgili yazıları ve Özel FM adlı radyoda da "Dünya Döndükçe" başlıklı periyodik programı yayınlanıyor.

    Ayrıntılar

    Kudüs’ün Gizemli Tarihi Pelin Çift - Prof. Dr. Ö. Faruk Harman

    Kudüs ve gizemli tarihi... Televizyon ekranlarında tarih temalı programlarıyla tanıdığımız Pelin Çift, İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman ile yaptığı ortak çalışmanın eseri olan Kudüs'ün Gizemli Tarihi kitabı raflardaki yerini aldı.

    Kudüs'ün Gizemli Tarihi kitabında, Kudüs'ün İslam ve diğer tahrif olmuş dinler için neden kutsal? olduğu sorusuna ve daha birçok benzer soruya cevap bulacaksınız.

    Hz. Muhammed Kudüs'te hangi mekândan semaya yükseldi?

    Kudüs Hz. İsa ile ilgili hangi sırları barındırıyor?

    Mesih (as)'in nereden göğe yükseldiğine ve nereye geleceğine inanılıyor?

    Yahudiler, Süleyman Mabedi'ni neden yeniden inşa etmek istiyor?

    Zeytin Dağı'na gömülmek için neden servet harcıyorlar?

    Burak (Ağlama) duvarında neden gözyaşı döküyorlar?

    Haçlı seferlerini Kudüs'e yönelten Papa hangi gizli örgüte mensuptu?

    Pelin Çift, Ömer Faruk Harman

    Tapınak Şövalyeleri, Mescid-i Aksa'da neler yaptı?

    Yahudi Devleti'nin kurulması için 5 milyon altın teklif edilen Sultan II. Abdülhamid Han, buna nasıl cevap verdi?

    Osmanlı Kudüs'ü nasıl kaybetti?

    İsrail devleti hangi gizli planlarla kuruldu?

    Yavuz'dan Kanuni'ye, Hürrem Sultan'dan Abdülhamid Han'a Osmanlı, Kudüs'te hangi izleri bıraktı?

    Kudüs'te mahşer günü neler yaşanacak?

    Kehanetler Kudüs'ün geleceği ile ilgili neye işaret ediyor?

    Kudüs'ün Gizemli Tarihi / Pelin Çift – Prof. Dr. Ömer Faruk Harman / Destek Yayınları / 1. Baskı 2016 / 288 sayfa

    Ayrıntılar

    İlahi Mesajlar Toprağı Filistin Roger Garaudy

    İlahi Mesajlar Toprağı Filistin ... Bu kitap ürkütücü gerçekleri, kaynak ve delilleriyle ortaya koyarak haykırdığı için sözde fikir özgürlüğü olan Batı'da yasaklandı. O yüzden halen hiçbir kitabevinde bulunmamaktadır.

    İlahi Mesajlar Toprağı Filistin kitabını okuyunca kimlerin, neden yasakladığını görecek, yasaklayanların mı yoksa yazarın mı haklı olduğuna siz karar vereceksiniz. Sadece şu kadarını hatırlatmakla yetinelim;

    Churchill'in Üçüncü Dünya Savaşı'nın Ortadoğu'da patlak vereceğini ve bunun da İsrail yüzünden çıkacağını söylediği rivayet edilir.

    Bernard Granotier'nin de herhalde Churchill'in o sözünden hareketle kaleme aldığı "Israël, cause de la troisième guerre mondiale / Üçüncü Dünya Savaşı'nın Sebebi İsrail" adlı bir kitabı bulunuyor.

    Bu kitap, bizi çok yakından ilgilendiren Ortadoğu'nun dünü, bugünü ve yarınıyla ilgili vazgeçilmez bir kaynak eserdir. Batı'nın ve onun efendisi ABD'nin gerçek yüzünü gözler önüne seren bir çalışmadır. Bu eser okunmadan Ortadoğu hakkında yapılacak her değerlendirme eksik kalacaktır.

    Roger Garaudy'nin diğer kitabı için

    İlahi Mesajlar Toprağı Filistin / Roger Garaudy / Türk Edebiyat Vakfı Yayınları / 1. Baskı 2011 / 542 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Ümmet-i Muhammed’in Ortak İmtihanı Ali Yelgün

    Müslüman, dünyada kaldığı sürece imtihan halindedir. Her devrin imtihanı ise farklıdır. Günümüz Müslümanlarının ortak imtihan yeri de Kudüs ve Mescid-i Aksa'dır.

    'Ümmet- Muhammed'in Ortak İmtihanı Kudüs' kitabı bu imtihanla ilgili durum tespiti yapmaya, ümmetin ahvalini sorgulamaya ve üzerimize düşen görev ve sorumlulukları ne kadar yerine getirebildiğimizi incelemektedir.

    Ebu Davud'un rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif'te Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor;

    “İleride milletler tabaktaki yiyeceklere üşüştükleri gibi başınıza üşüşeceklerdir.”

    Bunun üzerine sahabelerden biri şöyle dedi:

    “Ey Allah’ın resulü! Acaba o gün bu, bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?”

    Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu soru üzerine şöyle buyurdular:

    “Hayır, siz o gün çok olacaksınız. Fakat o çokluğunuz selin getirdiği çöpler gibi olacaktır. Yüce Allah düşmanlarınızın kalbinden, sizden korkma duygusunu çıkaracaktır. Sizin kalbinize ise basitlik duygusunu yerleştirecektir.”

    Sahabelerden biri şöyle sordu: “Ey Allah’ın Resulü! Acaba basitlik nedir?”

    Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu soruya şöyle cevap verdiler:

    ”Dünya’yı sevmek ve ölümden hoşlanmamaktır.” ( Ebu Davud, Melahim, 5-4297)

    Duyarlı kardeşim,

    Peygamber efendimizin bu hadis-i şerifini incelediğimiz zaman, şu tespitlere ve çözüm yollarına kulak vermek zorundayız;

    Milletlerin tümü başımıza üşüşmüştür.

    Aslında Ümmet-i Muhammed nüfus olarak çok fazladır, fakat etkimiz yok (nüfuz) gibidir.

    Davranışlarımızdan dolayı Allah, düşmanlarımızın kalbinden bizden korkma duygusunu almış ve bizim kalbimize de basitlik duygusunu vermiştir.

    Müslümanların kalbine dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu vermiştir.

    Müslümanların çağımızdaki en büyük hastalığı kendilerini basit, küçük ve hor görmeleridir. Bir müslüman tek başına değerini ve gücünü kavrasa bile ferdi çabalarıyla kendini küfrün egemenliğinden kurtaramaz. Yine küfrün önünde bir çöp misali sürüklenecektir.

    Hakikatte ise dik durabilmek için kaya parçaları gibi müslümanlarla kol kola girip büyük kitle haline gelerek kendini ve ümmeti kurtarma onuruna erişecektir.

    EDİTÖRÜN YORUMU

    -Dinini önemseyen ve gereklerini yapma gayretindeki bir müslüman için Kudüs ne ifade eder? sorusunun “etrafını cami, ağyarına mani” bir cevabıyla başlayan kitap, meselenin kavranması için elzem kavramları ehl-i sünnet akidesine ve objektif ilmi verilere göre açıklıyor.

    Son kısımda ise başlığın hakkı tam olarak verilerek, “unutulmaması gereken tarihler” kısa ve öz olarak vurgulanmış.

    Bu mühim konu/dava ile ilgili bilgi edinmek için başlangıç kitabı olarak kesinlikle tavsiye ediyoruz. Ayrıca, Ali Yelgün Hocamızdan kitabın genişletilmiş yeni baskılarını ve takip eden ciltlerini de heyecanla bekliyoruz.

    Ümmet-i Muhammed'in Ortak İmtihanı Kudüs / Ali Yelgün / Tahlil Yayınları

    Ayrıntılar

    Siyonizm ve Türkiye Doç. Dr. Yaşar Kutluay

    Siyonizm; en geniş anlamıyla "Arz-ı Mev'ud" yani Filistin dışındaki bütün Yahudileri yine orada toplamak ve sonra da Süleyman Mabedi'ni Siyon Dağı üzerinde yeniden inşa etme idealidir.

    Bu kitap, ömrünü dünyanın birçok ülkesine dağılmış ve bir yurt özlemi içinde yaşayan yahudileri "Arz-ı Mev'ud" kabul ettikleri Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması ülküsüne adayan politik Siyonizm kurucusu Theodor Herzl’in, Yaşar Kutluay hoca tarafından yorumlanmış anılarıdır.

    Herzl, yahudi devleti kurulması davasına öylesine inanmıştır ki, bu uğurda Sultan'ın en yakınındaki paşaları davasına hizmet etmeleri için paraya boğmuş, sarayı adeta rüşvetle satın almıştır.

    Dünya kamuoyunu harekete geçirir ve zengin yahudileri bu hayali gerçekleşmesi için seferber eder. Bu uğurda Avrupa’daki yahudi basınını Osmanlı Devleti'nin aleyhine çevirir.

    Siyonizm ve Türkiye, Yaşar Kutluay

    Dış borçlardan dolayı kıvranan Osmanlı'nın küllerinin arasından bir Yahudi devletinin çıkacağına inanan Herzl, 1900'lerin başlarında gelecek 50 yılda İsrail’in kurulacağını ifade ederken;

    1948’de Ben Gurion’un İsrail’in kuruluş haberlerini dünyaya duyurması, Herzl’in ne kadar ileri görüşlü olduğunu ortaya koyuyordu.

    Yazarın hayatını ortaya koyarak çevirdiği bu kitap, layıkıyla okunup, anlaşıldığı takdirde, ülkemizin bugünkü durumu ve Siyonizmin gerçek hedefi çok daha iyi anlaşılacaktır.

    Bu kitap; Siyonist hareketi ilk defa realize eden ve ölümüne kadar harekete liderlik yapan Thedor Herzl'in;

    Osmanlı Devleti'nden Filistin civarında toprak satın almak uğruna sonu gelmez faaliyetlerini, 2. Abdülhamid'in karşı tavırlarını ve gelişen olayları içermektedir.

    Herzl'in kendi notlarından kaleme aldığı ve tarihe ışık tutan bu anıların Türkiye'yi ilgilendiren bölümleri Yaşar Kutluay'ın önemli yorumlarıyla okura sunulmuştur.

    Siyonizm ve Türkiye / Doç. Dr. Yaşar Kutluay / Bilge Karınca Yayınları / 1. Baskı 2010 / 318 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Tarihin Kalbi Sefer Turan

    Kudüs Tarihin Kalbi adlı kitap, Filistin tarihini, Araplar ve Yahudilerin Filistin topraklarındaki hak iddialarını akademik olarak araştıran bir çalışma değil.

    Kudüs Tarihin Kalbi kitabı, Filistin ve İsrail arasındaki mevcut çatışmaların tarihi arka planını bir tarafa bırakarak mevcut koşullarda Filistin'de görev yapmış bir gazetecinin;

    Yaşadıkları gözlemleri ve haritalarla zenginleştirilmiş Filistin dramının kronolojisinden ibaret.

    Filistin’e defalarca gitmiş, en sakin ve normal günlerinde bile, bünyesinde böyle gerginliğin ve çatışmanın bütün unsurlarını barındıran bu topraklarda gazetecilik yapmış birçok kenti gezmiş

    Sokaktaki pazarcıdan en üst düzey yetkililere kadar birçok kimseyle konuşmuş Filistin gibi nerede ne zaman ne olacağı hiç belli olmaya bir coğrafya da bütün zorluklara rağmen gazetecilik yapmış bir televizyoncunun hatıratı elinizdeki kitap.

    Şiir okuyan küçük kızdan Arafat’a,

    Hamas'tan sokaktaki Filistinli’nin psikolojisine,

    Şehadet eylemcisinden Kudüs’ün gündelik hayatına kadar Filistin'de yaşananları

    Ve yaşayanların psikolojisini bu çalışmada bulacaksınız.

    Kudüs Tarihin Kalbi / Sefer Turan / Pınar Yayınları / 2. Baskı 2004 / 184 sayfa

    Ayrıntılar

    Mavi Marmara Âsâsız Mûsaların Destanı

    Utanç verici Gazze ambargosunu kaldırmak ve ilaç, gıda, barınma gibi en temel ihtiyaçlarından yoksun, çocuklara, kadınlara, hasta ve yaşlılara insani yardım götüren Mavi Marmara gemisinin destansı yolculuğu. Katılımcıların anlattıkları ve Abdullah Ceylan’ın eşsiz üslubu ile...

    Mavi Marmara...

    Dilsiz güvercinin söyledikleri

    Bir güvercin havalandı İstanbul’dan, bir güvercin,

    Beyaz, bembeyaz, saflığın ve temizliğin simgesi,

    Kanatlarında insanlık, gagasında özgürlük taşıyordu.

    Bakışlarında bir şecaat, kanat çırpışlarında bir ümit ve üzerinde yüzlerce mücahid vardı.

    O uçtukça özgürleşti Dünya,

    O uçtukça insan olduğunu anladı Dünya,

    O uçtukça Bedir toza bulandı, okçular durdu Uhud'un tepesinde,

    O uçtukça bir hendek daha kazıldı Medine’de,

    Tebük bir zafere dönüştü,

    O uçtukça Hayber bir kez daha güldü,

    O uçtukça Ömer bir kez daha Kudüs’e girdi,

    Selahaddin bir kez daha Kudüs’e yürüdü.

    Asasız Musaların Destanı Mavi Marmara / Abdullah Ceylan / Tahlil Yayınları / 1.Baskı / 350 sayfa

    Ayrıntılar

    Yusuf el Karadavi Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs

    Tarihler 17 Mayıs 1901'i gösterdiğinde Ulu Hakan Sultan II. Abdülhamid Han'ın huzurunda Theodor Herzl vardı. Herzl, bu görüşmede Sultan'dan Filistin'i istemiş, karşılığında Osmanlı'nın borçlarını ödemeyi teklif etmiştir. Ancak bilindiği üzere red cevabı almıştır. Alim Yusuf el Karadavi, Abdülhamid Han'ın bu tarihi cevabına kitabında yer vermektedir.

    “Bu toprakların bir karışını bile satmam. Çünkü bu topraklar bana değil, halkıma aittir. Halkım bu imparatorluğun her karışını kanını feda ederek elde etmiştir? Milletim bu vatanı kanlarıyla korumuştur. Bu toprakları kanlarımızla örteriz de elimizden alınmasına asla izin vermeyiz. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan onu tekrar kanlarımızla örteriz. Ben onun hiç bir parçasını veremem. Bırakın Yahudiler milyarlarını kendilerine saklasınlar. İmparatorluk parçalandığı zaman onlar, Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Bu vatan ancak cesetlerimiz parçalanarak taksim edilebilir. Her ne şekilde olursa olsun bizi parçalamalarına asla izin vermeyeceğim.”

    Özetle kitap, dünya Müslümanlarının saygın alimlerinden biri olan Yusuf el Karadavi gibi bir âlimin elinden çıkan Kudüs hakkında kaynak niteliğinde bir eser...

    Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs / Prof. Dr. Yusuf el Karadavi / Nida Yayınları / 2. Baskı 2010 / 166 sayfa

    Ayrıntılar

    Filistin Hakkında Fetvalar Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi

    "Filistin Hakkında Fetvalar" kitabında Yusuf el-Karadavi'nin verdiği fetvaların tümü, Filistin sorununun yanı sıra topraklarımızı gasp eden, halkımızı yurtlarından çıkaran, canımıza kast eden, mukaddesatımıza saldıran Yahudilere karşı mücadelelerimizle ilgili bilgiler yer almaktadır.

    Filistin Hakkında Fetvalar

    Bu fetvaların amacı; Müslümanların İsra ve Mirac yurduna, Allah’ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa topraklarına ilişkin hassas konulardaki sorulara Kur'an ve Sünnet'ten cevap sunmaktır. Hakkında soru yöneltilen hususların başında;

    İsrail ile barış yapmak,

    Filistin’le ilgili bazı tavizler vermek,

    Kudüs’ten feragat etmek,

    Yahudilerin sultası altındaki Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmek,

    Yusuf el-Karadavi fetvalar

    İşgalci siyonist düşmana yönelik şehadet operasyonları düzenlemenin hükmü, kadınların bu operasyonlara katılıp katılamayacağı, düşmanla işbirliği yapan ve onları Müslümanlara musallat eden hainlerin durumu gibi konular gelmektedir.

    Bu çalışma farklı zaman ve durumlarda verdiğim fetvalardan oluşmaktadır.

    Filistin Hakkında Fetvalar / Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi / Nida Yayınları / 2. Baskı 2010 / 144 sayfa

    Ayrıntılar

    GETTO Yahudinin Kanlı Çöreği Necip El Kiylani

    GETTO... 1800´lü yılların ortalarında Şam... Bir mahalle... Sadece Yahudiler yaşıyor... Ve tarihi vesikalarla kayda geçirilmiş garip bir cinayet... Yahudinin Kanlı Çöreği Getto

    Yazar, tamamen belgelere dayalı bir cinayet olayını romanlaştırıyor, döneme ilişkin çarpıcı gerçekleri de betimlemekten geri durmuyor. Osmanlı, Mısır, İngilizler, Fransızlar ve Suriye bölgesi... Yüzyılların getirdiği hıncın ve güce kavuşma isteğinin kamçıladığı Getto'cu marazi ruh yapısı... Efendiliği sindirerek tatmamış ve kendi içinde müsamaha ruhunu hakkıyla taşımamış bir Getto toplumunun, fırsatını bulduğu anda ne denli yabanileşebileceği anlatılıyor bu eserde.

    Yahudinin Kanlı Çöreği Getto / Necip El Kiylani / Elif Yayınları / 1. Baskı 2003 / 140 sayfa

    Ayrıntılar

    Hamas Filistin İslami Direniş Hareketi Dr. Abdullah Azzam

    Hamas adıyla bilinen İslami Direniş Hareketi Şeyh Ahmed Yasin’nin öncülüğünde Müslüman Kardeşler Cemaati’nin Filistin sahasında faaliyet gösteren Dr. Abdülaziz Er Rantisi, Dr. Mahmud Ez Zehhar ve diğer üyeleriyle birlikte kuruldu.

    Şeyh Ahmed Yasin’in duası

    Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum, ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!

    Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas

    Ben ki, saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek istediğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Siz ey Müslümanlar suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hala kalpleriniz sızlamıyor mu başınıza gelen bu acı felaketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok Allah için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçiler iken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı şerefi çiğnenirken? Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!

    Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; ”Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü’min kullarına yardım et!”diye çağırmaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor? Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, çok zaman alınlarımızda şu yazılacak: Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!

    Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas

    Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elimizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarım bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

    Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! " Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum… Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum… Sen mustazafların Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsin… Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? "

    " Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı… Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz…"

    Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas / Dr. Abdullah Azzam / Ravza yay. / 1. Baskı 2009 / 160 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi Ebubekir Subaşı

    Şarkın en sevgili sultanı, Kudüs Fatihi;

    Neredeyse bütün ömrünü Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Haçlılardan geri alınmasına adayan büyük kumandan, çölde çadırda yatarken kendisine bir saray yapmayı teklif edenlere:

    “Allah’ın evi esir iken, muhasara altındayken ben nasıl saray düşünürüm?” diyen sadık insan. 1187'de Kudüs’ü fethederek, 88 yıllık Haçlı işgaline son veren muzaffer komutan, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi…

    Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi / Ebubekir Subaşı / Çelik yay. / 1. Baskı 2014 / 411 sayfa

    Ayrıntılar

    Şairlerin Gazze’si Adem Turan

    Şairlerin Gazze'si... Asırlarca İslam medeniyetinin sözcülüğünü ve hamiliğini yapmış olan bu toprakların şairleri olarak elbette Gazze’de ki zulme sessiz kalamazdık. Kalmadık da…

    Bizler; Mehmet Ragıp Karcı, Nurettin Durman,Metin Önal Mengüşoğlu, Cahit Koytak, Abdülkadir Koytak, Arif Ay, Olcay Yazıcı, A. Vahap Akbaş, Mustafa Özçelik, Ahmet Efe, Ferman Karaçam, Rıdvan Canım, Ahmet Mercan, HadarErgülen, Recep Garip, Yaşar Bedri, Bestami Yazgan, Mevlüt Ceylan, İbrahim Eryiğit, Şeref Akbaba, Adem Turan, Celalettin Kurt, Nurullah Genç, Gökhan Akçiçek, Müştehir Karakaya, Şinasi Tepe, Tayyip Atmaca, Hasan Akçay, Şaban Abak, Mürsel Sönmez, İlhami Atmaca, İsmail Karakurt, Cengizhan Orakçı, Hüseyin Akın, Hicabi Kırlangıç, Mevlana İdris, İrfan Yıldız, Ali Emre, Hakan Albayrak, Özcan Ünlü, Ali Ayçil, Mehmet Can Doğan...

    Şairlerin Gazzesi, Adem Turan

    Ve Mehmet Kurtoğlu, Mustafa Oğuz, Orhan Tepetaş, Bünyamin K., İbrahim Tenekeci, Sıddık Ertaş, Yunus Nadir Erarslan, Mehmet Aycı, Selçuk Küpcük, Suavi Kemal Yazgıç, Fatma Esti, Muammer Yavaş, Mustafa Uçurum, Selahattin Yusuf, Ünsal Ünlü, Vural Kaya, Akif Kuruçay, M. Ali Köseoğlu, Mehmet Şamil, Onur Caymaz, Serhan Türk, Mehmet Şah Erincik, Mustafa Celep, Alper Gencer, Hüseyin Cahid Doğan, Esra Elönü, Said Ercan, CahidEfgan Akgül, Elif Bilge Doğan, Eyyüp Akyüz.

    Geride kalanların türküsü...

    Bu eserde onların çığlıklarının, öfkelerinin, gözyaşlarının, kısaca vicdanlarının daha fazla duyulmasına bir katkı sağlamak istedik sadece.

    Şairlerin Gazze'si / Hazırlayan Adem Turan / İlke yay. / 1. Baskı 2009 / 366 sayfa

    Ayrıntılar

    Kalbim Kudüs’te Kaldı Ahmet Turgut

    Yüz yıl önce bugün…

    Kudüs, Gazze ve Filistin; Mirac'ın beldesi, ilk kıblegah…

    Birinci dünya savaşının hakkında en az bilgi paylaşılan cephesinin ve Kudüs’ün düşüşünün hazin öyküsü… "Kalbim Kudüs'te Kaldı" yüz yıllık ayrılığın romanı...

    Evet!... Devleti Aliyye’nin yıldızı batmak üzereydi. Yedi asırlık koca çınar bir yandan İngiliz, Rus ve Fransız kıskacında can çekişirken, bir yandan da dost bilinen alman ve Avusturya ihanetiyle içten içe kemiriliyordu. Lawrence'lerin süslü vaatlerine aldanan bedevi aşiretlerinin isyanları ise cabası…

    Devlet babanın son çırpınışlarına şahit olmanın ızdırabıyla kurtuluş şehadette arayan tabip subay Faruk Hikmet…

    Beri de kendi gerçeğini Meryem Anne’de bulmak ve kalbinin İsa’sını doğurabilmek uğruna ülkesini terkedip Kudüs’e gelen Rachel Weizmann...

    Rumeli, İstanbul, Halep ve Irak’tan sonra Filistin’e akan er kişi: Basel’den Viyana’ya savrulan ve nihayet Kudüs’te anneler annesini bulan hatun kişi…

    Aşkın ve hikmetin varisi esrarengiz bir sahaf, dönemin Mevlevi postnişinin subay olan oğlu. Kuşçu baba ve onlarda kendilerini arayan iki hakikat talibi…

    “Farkında oluruz yahut olmayız. Aşıklarımızı anarken “Tahir ile Zühre”, “Ferhat ile Şirin” deriz. Oysa Avrupalılar aşıklarını yad ederken “Romeo ve Juliette”, “Antonia ve Klapaya” derler. Aşıkları “ile” sayesinde birbirlerine bağlanması, biri olmadan diğerinin yarım kaldığına alamettir, halbuki “ve” benzer ama ayrı olanları sıralamaya yarar. Keza bu topraklarda birbirini sevenler, mıknatısın iki ucudurlar. Nikah ile birbirlerine bağlanan sevgilileri “Zevc” ve “Zevce” olarak anlattığımız gibi mıknatısın iki ucundaki cazibeye de “Zevciyat” deriz biz.

    Kalbim Kudüs'te Kaldı / Ahmet Turgut /Kapı Yayınları / 1. Baskı 2017 / 574 sayfa

    Ayrıntılar

    Sultan Selahaddin El Kürdi Reha Çamuroğlu

    Tarih konusundaki ustalığını edebiyatçı kimliğiyle birleştiren Reha Çamuroğlu, şaşırtıcı bir romanla Sultan Selahaddin El Kürdi ile çıkıyor okurların karşısına.

    Bu kez Haçlı Seferleri’ni ve Sultan Selahaddin’i ele alan Çamuroğlu, tarihin insana olduğu kadar insanın da tarihe etkisini anlatıyor.

    Haçlı seferlerine karşı durmanın yanı sıra İslam Dünya’sının birliğini kurmayı da amaçlayan Selahaddin, tarihin en kritik dönemlerinden birini simgeliyor.

    Bu roman bir savaşçının ve bir devlet adamının olduğu kadar bir aşığın da romanı.

    Sultan Selahaddin El Kürdi Reha Çamuroğlu

    Kişisel hayatın acıları, ihanetleri ve dostlukları gözden kaçırmayan Reha Çamuroğlu’nun usta kalemi tüm bunların izini sürerken, insan yaşamına ilişkin sırları da anlatıyor.

    Sultan Selahaddin el-Kürdi, bir insanın olduğu kadar bir toplumun, bir dönemin romanı ve tarih okurları ile edebiyat okurlarını bir kez daha birleştiriyor.

    Sultan Selahaddin el Kürdi / Reha Çamuroğlu / Everest Y. / 1. baskı / 342 sayfa

    Ayrıntılar

    Kudüs Yazıları Taha Kılınç

    Kudüs, söylemlerimizin coşkusuna ve iddialarımızın büyüklüğüne rağmen, hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir şehir aslında. Kudüs Yazıları'nda Taha Kılınç bu soruna dikkat çekiyor.

     Çok önemli ve yaygın birkaç anekdot dışında, Kudüs’le ilgili malumatımızın tamamen ezbere dayalı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine, bir de herkes söz ettiği, siyasi sloganlara konu olduğu ve çok gündeme taşındığı için konunun “eskimesi” ve “sıradanlaşma sonucu dikkatimizin dağılması” tehlikelerini eklediğimizde, Kudüs’ü hak ettiği ilmî ihtimamdan epey mahrum bıraktığımız, su götürmez bir gerçeğe dönüşüyor.

    Kudüs yazıları Taha Kılınç Aşina yayınları

    Kudüs konusunda mikrofonun ilk uzatılması gereken kişilerden biri olan Taha Kılınç’ın bu kitabı, bugünlerde şahit olduğumuz Kudüs seferberliğine “bilgi temelli” bir katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. “Kudüs Yazıları”nı oluşturan 34 metin, elbette Kudüs’le ilgili söylenmesi gereken her şeyi söylemek iddiasında değil.

    Ancak kitap, “Nereden başlayalım?” sorusuna mütevazı bir cevap denemesi olarak görülebilir. İçerdiği okuma önerileri, gündeme taşıdığı bazı isimler ve olaylar, tamamen bu başlangıç noktasının bulunabilmesi hedefine yönelik.

    Kudüs yazıları / Taha Kılınç / Aşina yayınları / 1. Baskı 2018 / 165 Sayfa

    Ayrıntılar

    Selahaddin Eyyübi Okay Tiryakioğlu

    "Ve ey kahraman gazi oğul! Adın bundan böyle ‘dinine bağlı’ manasına gelen ‘Selahaddin’dir. Ey Selahaddin Eyyübi! Sen ki Ehl-i sünnetin insaflı, adaletli ve gerektiğinde keskin kılıcısın."

    Hemen hemen günlerinin çoğu harp meydanlarında geçen, Ortadoğu’daki Haçlı varlığının belini kıran ve onu asla eski gücüne kavuşamayacak hâle getiren, böylece Ortadoğu-İslâm dünyasının kudretini bütün Avrupa’ya gösteren bir mücahit sultan Selahaddin Eyyübi…

    “Kudüs’ü fethedinceye kadar bir daha üzerimdeki kara giysileri çıkarmayacak ve hiç gülmeyeceğim!” diye yemin ettiğini işitmeyen kalmamıştı.

    Selahaddin Eyyübi Okay Tiryakioğlu Timaş yayınları

    Nitekim en önemli zaferiydi Kudüs. Orada hüküm süren Hıristiyan egemenliğine son vermekle birlikte en güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz ve Yemen’i etkisi altına almıştı. Buna rağmen, “Ben kral değilim! Ben Müslümanların hizmetkârı, onların en altındaki ferdim!” diyecek kadar mütevazıydı. Aslında o; medresedeki hücresinde, kitaplarının başında olmayı tercih ederdi. Ama bu yanıyla mücadele edip ismini “ünlü kumandan ve siyaset adamı” olarak tarihin tozlu sayfalarına yazdırdı.

    Hilalin gölgesinde bir ömür...

    Selahaddin Eyyübi / Okay Tiryakioğlu / Timaş yay. / 1. Baskı 2017 / 479 Sayfa 

    Ayrıntılar

    Limon Ağacı Sandy Tolan

    Limon Ağacı kitabı, bir Arap ve bir Yahudi ile okuyucuyu Ortadoğu’nun kalbine götürüyor.

    Limon Ağacı... Ortadoğu’nun kalbi… Acı, savaş, anlaşmazlık dolu bir tarih. İki halk ve iki aile... Topraklarından zorla sürgün edilen Filistinli Arap Beşir ile ailesi Nazi katliamından kaçmış olan İsrailli Yahudi Dalia’nın anlaşmazlığın ortasında kurduğu, yüreğinizi ısıtacak bir dostluğu…

    Zarafet ve merhamet ile yazılmış LİMON AĞACI her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu ama yine de her şeyin olabileceğini hatırlatıyor. Tarihin acımasızlığına inat orya doğunun kalbinde yeşeren LİMON AĞACI unutamayacağınız bir kitap olacak. Bu acı veren güzel öykü, kitap bittikten sonra bile insanın aklında kalmaya devam ediyor.

    Limon Ağacı SandyTolan

    Kitap hakkında bazı yorumlar;

    Bu acı veren güzel öykü, kitap bittikten sonra bile insanın aklında kalmaya devam ediyor. -Elif Şafak.

    “Limon Ağacı, olağanüstü öyküsü ve duygu yüklü anlatımıyla sizi saracak.” Sunday Times

    “Okuyucular Dalia ve Beşir'in zorluklarla dolu dostluklarını izleyerek, dünyanın en inatçı çatışmasını içlerinde yeniden yaşayacak.”— PublishersWeekly

    “Hiçbir kitap daha etkileyici olamaz . . . ve Limon Ağacı kesinlikle bu yıl okuyacağınız en iyi kitap olacak.”— ChristianScienceMonitor

    “Yarım asır boyunca İsrail-Filistin çatışmasının öyküsünü taşıyan tek bir ağaç varsa, o da budur. SandyTolan bu ağacı bulmuş ve onun aracılığıyla iki halkın acı ve tutkusunu gözler önüne sermiştir.” — MilwaukeeJournalSentinel

    Limon Ağacı / SandyTolan / Pegasus Yayınları / 26. Baskı 2017 / 398 Sayfa

    Ayrıntılar