• Kadim Şehir Kudüs - Arzın Arşa Kavuştuğu Yer
KATEGORİLER

Kale Camii

Cami 1310 (h.710) yılında Memluk Sultanı El-Malik El-Nasir Muhammed Bin Kalavun tarafından yaptırıldı. Cami tarihi Kudüs Kalesinin güneybatı tarafındadır Kudüs şehrinin en güzel camilerinden biri olarak bilinir. Kapısında taş üzerinde işlemelerde ‘’Bismillahirrahmanirrahim’’ nakşedilmiştir.

Kudüs Kalesi Camisinin ölçüleri 144 m2 olup, 6 metre yüksekliğindedir. Minaresi 1531 (h.938) yılında Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca kale ile birlikte restorasyonu da yapıldı.

Kudüs Kalesi, Osmanlı döneminde kısmi kışla olarak kullanılıyordu. Nöbet tutan askerler Cuma namazlarını Kale Camiinde eda ediyorlardı. 1654 (h.1065) yılında ise Osmanlı Padişahlarından IV. Mehmed tarafından caminin tekrar restorasyonu yapıldı. İşgal hükümeti tarafından Kudüs Kalesiyle birlikte müzeye çevrilen caminin kitabeleri levhaları halen ayaktadır.

⇒ GALERİNİN DİĞER FOTOĞRAFLARI

KATEGORİDEKİ MADDELER

    Mescid-i Aksa

    Mescid-i Aksa

    Mübarek Mescid-i Aksa, Kudüs şehrinde Kadim şehir olarak bilinen surlarla kaplı bölümde güneydoğu zaviyesinde yer almaktadır. Aksa kelimesi ile burada etrafı surlarla çevrili olan her yer kastedilmektedir. İçinde güney tarafında bulunan Kıble Mescidi ve mescidin merkezinde bulunan Kubbetü’s-Sahra gibi tüm namazgâhları kapsamaktadır. Öte yandan sınırları içinde 200 kadar sembol ve yapı bulunmakta olup bunlar namazgâh, kubbe, kapı, minare, halvet hücresi, revak, medrese, su sebili, teras, mihrap, minber kuyu ve kütüphanelerden oluşmaktadır. 

    Mescid-i Aksa, Aksa Tepesi diye isimlendirilen yüksekçe bir tepeye inşa edilmiş olup batılı kaynaklar burayı “Moria Dağı” diye adlandırmaktadır. Mescidin doğu ve güney sınırları ile eski Kudüs şehrinin doğu ve güney sınırları müşterektir. Toplamda 144 dönüm kadar alana sahiptir. Böylece eski Kudüs bölgesinin yaklaşık altıda birini kapsamaktadır. Mescidin sınırlarının ve alanının asırlar boyunca değişmediği bilinmektedir. Mescid-i Aksa'nın kenar boyutları düzensiz bir dikdörtgene benzemektedir. 

    Güney cephesi 281 metre

    Kuzey cephesi 310 metre

    Doğu cephesi 462 metre

    Batı cephesi 491 metre 

    Mescid-i Aksa İsmini Almasının Sebebi

    Mescid-i Aksa'nın niçin bu ismi almış olduğunun anlaşılması için Arapçada “el-Aksa” kelimesinin manasını anlamak gerekir. El-Aksa kelime anlamı itibarıyla “en uzak” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Mescid-i Aksa, “en uzaktaki mescit” demektir. Bu anlamda ziyaret etmek için yolculuk yapılabilecek diğer mescide göre Mekke-i Mükerreme’deki Mescid-i Haram’dan daha uzak olan mescittir. 

    Her türlü pislik ve kötülüklerden uzak olduğu için “el-Aksa” diye isimlendirildiği de rivayet edilmektedir. Bu yaklaşım, Beytü’l-Makdis adına sahip olmasından alınmış da olabilir. Beytü’l-Makdis de kelime anlamı itibarıyla “günahlardan temizlenilebilen yer” demektir. Mukaddes, temizlenmiş anlamına gelir ve “el-Beytü’l-Mukaddes, temizlenmiş ev” demektir.

    Mescid-i Aksa İsmi Hakkında Notlar

    • Beytü’l-Makdis kadim metinlerde ve hadis-i şeriflerde Mescid-i Aksa manasında kullanılmıştır. Örneğin Buhari ve Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kureyş beni yalanlayınca bir taşın üzerine çıktım. Allah Beytü’l-Makdis’i benim gözümün önüne getirdi. Ben de onun alametlerini kendilerine bakarak haber verdim.” Ancak bu isim daha sonraları özellikle de İslami dönemlerde Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs şehri için kullanılmaya başlanmıştır. 
    • Bazı kitaplarda mübarek Mescid-i Aksa'ya, Kudüs haremi veya harem-i şerif de denilmektedir. Birçok âlim bu isimlendirmenin hata olduğunu düşünmektedir. Çünkü “El-Aksa” şer’i anlamda bir harem değildir. Yani burada avlanmak ve ağaçlarını kesmek caizdir. Dinimizde, Mescid-i Haram (Mekke haremi) ve Mescid-i Nebevi (Medine haremi) dışında herhangi bir harem bulunmamaktadır.
    • Bazıları da Mescid-i Aksa ismini güney tarafında bulunan Kıble Mescidi’ne vermektedir ki bu da aynı şekilde hatadır. Çünkü Kıble Mescidi, Mescid-i Aksa'nın sadece bir bölümüdür, Mescid-i Aksa'nın kendisi değildir. Ancak Kıble Mescidi üstü kapalı ana namazgâh mesabesinde sayılmaktadır. Bu yanlış bilgiyi kasıtlı olarak en fazla kullananlar işgalciler olup bununla dünyayı kandırmak ve gerçeği saptırmak istemektedirler. Böylece Mescid-i Aksa sahası içinde yapmış oldukları ihlallerin ve saldırıların Mescid-i Aksa içinde değil de komşu bölgede yapıldığı izlenimini vermeye çalışmaktadırlar. Bu şekilde Mescid-i Aksa'yı işgali daha kolay hâle getirmek istemektedirler. Bu bağlamda işgalci Kudüs belediyesi, Mescid-i Aksaavlusunun “kamu alanı” sayılmasına yönelik bir karar çıkartmış olup böylece belediyelere bağlı genel tesisler kapsamında daha basit bir şekilde kontrol altına almak ve yönetmek istemektedir. 
    • İşgalciler zorla Mescid-i Aksa'nın adını değiştirmeye de çalışmaktadırlar. Şu an medya ve internet siteleri üzerinden Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yeri “Tapınak Dağı-Temple Mount” olarak isimlendirmeyi dayatmaktadırlar. Bu tam bir aldatma olup bu kasıtlı yanlışa karşı harekete geçilmesi gerekmektedir. 

    Ayrıntılar

    El Sit Kamra Mescidi

    Bu Bölüm Yapım Aşamasındadır

    Ayrıntılar

    Kalavun El Mansuri Mescidi

    Kalavun (Al-Mansuri) Camisi, Kudüs eskişehir surlarının içerisinde Büyük Latin Manastırı'nın karşısındadır. Hristiyan mahallesinde, El Hanka El Salahiyye Külliyesi, Hz. Ömer Camisi ve Al Hayyat Camilerinin yakınında yer almaktadır.

    Adını aldığı Memluk Sultanı el-Melikü'l-Mansûr Seyfeddin Kalavun tarafından 1279 ile 1290 (h.689-678) yılları arasında inşa edildi. Vakfiyesi giriş kısmında kapının üstünde bulunmaktadır. 40 m2 büyüklüğündeki cami içerisinde nahit taşlardan yapılmış bir mihrab bulunuyor. Bir dönem kayıtlarda kalandari camii olarak anılan mabed restorasyonda açığa çıkan vakfiyesine istinaden "Kalavun Camii" olarak isimlendirilmiştir. Şu anda ibadete açıktır.

    Ayrıntılar

    Mescidi El Hayyat

    Mescid El Hayyat

    Kudüs eski beldedeki en küçük mescitlerden bir tanesidir. 16 x 16 metre büyüklüğünde kare şeklindedir. Hristiyan mahallesinde olup Kıyamet Kilisesinin yakınlarındadır. Kubbesi ve minaresi olmayan mescittir. Öğlen, ikindi ve akşam namazı kılınmaktadır. Diğer vakitlerde ise çarşı kapalı olduğu için cemaat gelmemektedir. Uzun yıllar kapalı kalan mescid 1946 yılında bir kuruma kiraya verildi, içerisinde sandalye imalatı yapılmaktaydı. Daha sonra Vakıflar İdaresi tarafından restorasyonu yapıldı ve ibadete açıldı.1958, 1975 ve 1981 yıllarında tekrar restorasyonu yapılan mescidde günümüzde resmi görevli bulunmamakta, ezan okunmamaktadır.

    Ayrıntılar

    El Yakubi Camii

    El Yakubi Camisi

    Cami; Asaliyye mahallesinde, El Halil Kapısı yakınlarındadır. Hz. Ömer meydanın doğu tarafında girildiğinde Kudüs kalesinin tam karşısındadır.

    Adını Şeyh Yakub El Acemi’den almıştır. Aynı zamanda Şeyh Şemseddin bin Abdullah Al Bağdadi'ye ithafen Şeyh Şemseddin Zaviyesin olarak ta bilinmektedir. Caminin binası Roma zamanından kalmadır. Yenileme çalışması ile 17 yüzyılda camiye dönüştürüldü.

    Caminin hemen yanında Protestanlara ait kilise bulunmaktadır. 1941 ve 1988 yılları arasında restorasyonu yapılan cami, ibadete açıktır.

    Ayrıntılar

    Kale Camii

    Cami 1310 (h.710) yılında Memluk Sultanı El-Malik El-Nasir Muhammed Bin Kalavun tarafından yaptırıldı. Cami tarihi Kudüs Kalesinin güneybatı tarafındadır Kudüs şehrinin en güzel camilerinden biri olarak bilinir. Kapısında taş üzerinde işlemelerde ‘’Bismillahirrahmanirrahim’’ nakşedilmiştir.

    Kudüs Kalesi Camisinin ölçüleri 144 m2 olup, 6 metre yüksekliğindedir. Minaresi 1531 (h.938) yılında Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca kale ile birlikte restorasyonu da yapıldı.

    Kudüs Kalesi, Osmanlı döneminde kısmi kışla olarak kullanılıyordu. Nöbet tutan askerler Cuma namazlarını Kale Camiinde eda ediyorlardı. 1654 (h.1065) yılında ise Osmanlı Padişahlarından IV. Mehmed tarafından caminin tekrar restorasyonu yapıldı. İşgal hükümeti tarafından Kudüs Kalesiyle birlikte müzeye çevrilen caminin kitabeleri levhaları halen ayaktadır.

    Ayrıntılar

    El Hariri Mescidi

    Cami, Kudüs eskişehirin güneybatı yönünde, tam olarak Ermeni mahallesindedir. El Halil Kapısının yakınındadır. İsmini banisi olan Muhammed Bin İbrahim El Hariri’den almıştır. 1481 (h.886) yılında inşa edilmiştir. 144 m2 genişliğindedir. 19 yüzyılın sonlarına kadar ibadete açıktı. Ermeni Ortodokslarının fiili tacizleri nedeniyle zarar gören mescidi, Kudüs Vakıfları Dairesi 1945-1973 yılları arasında birçok kez restore etmek istemiş, ancak ihtiyaç duyulan restorasyon yapılamamıştır.

    Ermeni Patrikhanesi 06.05.1978 tarihinde Kudüs Merkez Mahkemesine başvurarak mescide sahip olmaya çalışmış, mahkeme de bu davayı 21.03.1982 tarihinde İsrail Dinler Bakanlığına havale etmiştir. Aynı dönemde Kudüs Vakıfları Dairesi, camiyi restore etmek için belediyeden izin ve ruhsat alarak meseleyi çözmeye çalışmıştır. Ancak işgal hükümeti projeyi engelleyerek caminin anahtarlarından birine el koymuş ve restore iznini de askıya almıştır. O tarihten bu yana cami kapalı durumdadır ve fiziki olarak her gün daha kötüye gitmektedir.

    Ayrıntılar

    Osman Bin Affan Mescidi (Pazar Camii)

    Mescid, El Halil Kapısı'ndan Mescid-i Aksa’ya giden yol üzerinde, çarşı içerisinde yer almaktadır. Çok küçük bir mescittir. Toplam 15 mbir alana sahiptir. Çarşıda olması nedeniyle “Pazar Mescidi” de denmektedir. Ayrıca, mescidin içerisinde küçük bir kütüphane de bulunumaktadır. Görevlisi ve imamı bulunan mescidde çarşının açık olduğu saatlerde vakit namazları cemaatle kılınmaktadır. 

    Ayrıntılar

    Büyük Ömeri Mescidi

    Mescit 1473 yılında, Memluklu Sultanı Seyfeddin Kayıdbay’ın emriyle inşa edilmişti. Yakın zamana kadar Şeref mahallesinin sakinleri ve özellikle “cehri zikir” yapan sufilerin uğrak yeriydi.

    Memluklular döneminde inşa edildiği andan 1972 yılına kadar Müslümanların rahat ibadet ettiği mescidde, önce çevrede yaşayan yerleşimcilerin rahatsız olduğu gerekçesiyle sabah namazının kılınması yasaklandı. 1982 yılında işgal yönetimi yasağa akşam ve yatsı namazlarını da ekledi. Son olarak 2000 yılında mescid isgal yönetimi tarafından tamamen ibadete kapatıldı.

    İşgal günlerinden itibaren Şeref ve Megaribe mahallelerinde İslami simgeler sistematik olarak yok edildi. Ortadan kaldırılan yapıların yerlerine fanatik yahudilere hizmet verecek Tevrat okulları yapıldı. Kadim şehirde, Ömer r.a. adına yapılmış pek çok mescid bulunmaktaydı. Bunların neredeyse tamamı kapatıldı ve ibadethane vasfından çıkarıldı. Büyük Ömeri Mescidinin birkaç metre ilerisindeki Küçük Ömeri Mescidi de bunlardan biridir. Bu mescide gelir getirmesi için vakfedilen 6 dükkân ve Kudüs’ün ziyaretçileri için açılmış bir misafirhane de 1967 yılı sonrasında kapatılmıştır.

    Ayrıntılar

    Hz. Ömer Camii

    Hz. Ömer r.a., Kudüs'ün fethedildiği gün Kıyamet Kilisesini ziyareti eder. Bu sırasında namaz vakti girer ve Patrik Sophronius’a ‘’Nerede namaz kılayım?’’ diye sorduğunda, Patrik "olduğun yerde" der.

    Bunun üzerine Hz. Ömer r.a., "ben burada namaz kılarsam peşimden gelecek Müslümanlar, Ömer burada namaz kıldı diyerek buraya mescid inşa ederler" diyerek oradan biraz uzaklaştı ve abasını yere sererek namazını kıldı. Gerçekten daha sonra Müslümanlar onun namaz kıldığı yere mescid inşa ettiler. Bazı rivayetlerde Ömer r.a.'ın farklı bir kapıdan çıktığını (kilisenin iki kapısı vardı) dolayısıyla Caminin tam Ömer r.a.'ın namaz kıldığı yer olmadığı ifade edilmektedir. Ancak bu tartışmalar birçok önemli mesajı olan bir cami söz konusu olduğunda önemsiz bir ayrıntıdır. Kudüs, Selahaddin Eyyubi tarafından fethedildikten sonra 1193 yılında Hz. Ömer r.a.'ın namaz kılmış olduğu yerde bu cami inşa edilmiştir.

    Müslümanların ve Hristiyanların yoğun olarak yan yana yaşadığı bir mahallede bu caminin günümüze kadar ayakta kalması Kudüslü Müslümanlar ile Hristiyanların beraberce huzur içerisinde yaşadıklarının kanıtıdır.

    Ayrıca, Memluklular döneminde 1465 yılında da camiye Memluk tarzıyla dikdörtgen bir minare ilave edilmiştir.

    Ayrıntılar

    El Karmi Camii

    Cami Selahaddin Eyyubi döneminde Şeyh Muhammed El Karmi tarafından 12 yüzyılda inşa edilmiştir. İçerisinde bir de kütüphane bulunmaktır. Mescid-i Aksa’ya yaklaşık 300 metre mesafededir.1967 yılı sonrasında çevredeki işgalciler tarafından sık sık saldırıya uğrayan caminin vakıf mallarına da el konmak istenmiş, ancak halkın yoğun gayreti ile işgalciler amaçlarına ulaşamamıştır. Birkaç kez restorasyonyapılan cami, halen aslı hüviyetine uygun olarak hizmete devam etmektedir.

    Ayrıntılar

    Veliyullah Muharib Mescidi

    Megaribe mahallesi yolu üzerinde Silsile Kapısı caddesinde bulunmaktadır. Mescid 1199 yılında Veliyullah Muharib tarafından inşa edilmiştir. Yahudi mahallesinde olması nedeniyle sık sık fanatik yahudilerin tacizlerine maruz kalmaktadır. Kitabeleri kırılıp, silinmeye çalışılan mescidin ses sistemine de birkaç kez saldırı yapılmıştır. Mescide ait vakfın mülkiyetindeki üç dükkândan biri de işgal yönetimi tarafından gasbedilmiş durumdadır. Diğer iki dükkân halen Vakıflar Dairesi Başkanlığının idaresindedir.

    Ayrıntılar

    Şeyh El Halili Mescidi

    Şeyh Halili Mescidi, Mescid-i Aksa’nın batı tarafında, Silsile kapısı yakınlarında yer almaktadır. Mescid adını 1734 yılında vefat eden dönemin hadis ve tefsir âlimi Şeyh Muhammed Halil’den almıştır. Memluk mimarisi ile inşa edilen mescid halen ibadete açıktır.

    Ayrıntılar

    El Hanka Camii (Salahiye Zaviyesi)

    Hankah Kudüs’te Hristiyan mahallesinde olup, Kıyamet Kilisesinin bitişiğindedir. Eyyubiler döneminde Fethi takibeden günlerde inşa edilmiştir. Kudüs’ün bu ilk zaviyesi Sultan Selahaddin Eyyubi tarafından vakfedilmiştir.

    Hankah, külliye tarzında yapılmıştır. Çok görkemli olan ana giriş kapısından girilen renkli taşlarla süslenmiş iki kattan oluşuyor, içerisinde Selahaddin Eyyubi’ye ait ev, medrese, okul, cami, misafirlere ikramda bulunmak için özel bir alan bulunmaktadır. Günümüzde alt katta üç Müslüman aile yaşıyor, üst katta okul medrese ve cami mevcut. Üçüncü katta Selahaddin Eyyubi’nin evi bulunuyor, evin içinde şimdi Kudüslü bir âlimin torunu olan yaşlı bir hanımefendi ikamet ediyor. Dünyanın birçok yerinden gelen her dinden misafir, şarkın sultanının ne kadar mütevazı bir evde kaldığını hayretle görüyorlar.

    Selahaddin, Fetihten sonra Kıyamet Kilisesinin duvarına bitişik külliyeyi inşa ettirdikten sonra güvenliği temin etmek için Hristiyanlardan Kıyamet Kilisesinin çatısını ücretini ödeyerek satın aldı. Halen Kıyamet Kilisesinin çatısı mülkiyet olarak vakıflar daire başkanlığına bağlıdır. Bakım onarım gibi ihtiyaçlar İslami vakıflar idaresinin iznine tabidir.

    Hankah tarih boyu tasavvuf ehline hizmet etmiş. Aynı zamanda merkezi konumu nedeniyle önemli bir kültür merkezi olmuştur. Manda döneminde İngilizlerin, 1967 sonrasında ise işgal yönetiminin baskı ve saldırılarına rağmen halen hizmete devam etmektedir.

    قام صلاح الدين الأيوبي عام (583 هـ/1187م) ببناء الخانقاه الصلاحية فلذلك سميت نسبة له، وبعد عامين قام بوقفها على الصوفية المتعبدين، وتعد من الخوانق التاريخية في البلدة القديمة بالقدس تحديدًا خلف كنيسة القيامة ويتوصل إليها عبر مدخل معقود يؤدي إلى موزع، ويمكن اعتبار الخانقاه على أنها مجمع معماري متكامل إذ تتألف من مسجد وغرف للسكن ومرافق عامة. وقام شيخها برهان الدين بن غانم ببناء مئذنة جميلة لها عام 840 هـ / 1436 م، وهناك مسجد صغير مقابل الخانقاه، وأيضًا سلم حجري يؤدي إلى الطابق الثاني الذي يقوم فيه مسجد كبير فتح له محراب في جداره الجنوبي لطيف الشكل وفوقه نقش كتابي على لوح من الرخام يحمل اسم بانيه وهو عيسى بن أحمد بن غانم وسنة الإنشاء وهي سنة (741هـ/1340م)، وأما عن أجزاء الخانقاه الأخرى فهي تستعمل كمساكن – عبارة عن غرف علوية – للصوفيين وشيخ الخانقاه، هدفها هو تعليم قراءة القرآن وتجويده وحفظ الحديث النبوي الشريف، وكان القرّاء يذهبون إلى المسجد الأقصى كل يوم جمعة بعد طلوع الشمس للقراءة فيها، وتستعمل الآن الخانقاه فقط ك مسجد لأداء الصلوات الخمس وغرف أصبحت ك دار للسكن، وتحفل سجلات محكمة القدس الشرعية بالحجج التي تتناول شؤونها الوقفية والإدارية والتعليمية، وشؤون موظفيها اليومية والاجتماعية، إذ تشير وقفية الخانقاه في سجلات محكمة القدس إلى أن صلاح الدين وقف حمام البطريرك وبركته، وبركة ماملا ( مأمن الله ) وأراضي زراعية في البقعة، إضافة إلى مجموعة من الحواكير والدور والدكاكين، علاوة على وظائف الخانقاه التي برز فيها عائلات مقدسية مشهورة مثل العلمي وعناية الله الغزي وبني غانم والمهندس

    Ayrıntılar

    El Müsebbit Mescidi

    Mescid, Karmi caddesinde, Darul Eytem medresesinin yanındadır. İsmini banisi olan Şeyh Ahmet Seyfeddin El Müsebbit ’ten almıştır. İngilizler tarafından tahrip edilip uzun yıllar boyunca ibadete kapalı kalan mescid bu yıllarda Filistinli vatansever teşkilatlar tarafından depo olarak kullanıldı. Yakın zamanda yapılan onarım ve yenileme çalışmaları sonrası tekrar hizmete açıldı.

    Ayrıntılar

    El Suyufi Mescidi

    Kattanin çarşısı yakınlarındadır. Mescid 14. yüzyılda Memlüklüler döneminde inşa edilmiştir. İsmini mescidin içerisinde kabri bulunan dönemin önemli komutanlarından Es Suyufi ’den almıştır. 1979 yılında onarım ve yenileme işlemi yapılan ve halen ibadete açık olan mescid, günümüzde ciddi bir tadilata ihtiyaç duymaktadır.

    Ayrıntılar

    El Sağir Camii

    El Vad Caddesi'nde bulunmaktadır. Mescid-i Aksa’ya çok yakın olan mescid, eski şehrin alan olarak en küçük mescididir. Yapılış dönemi ve banisine ait bilgi bulunmamaktadır.

    Ayrıntılar

    Darkas Mescidi

    El Vad caddesinde bulunan mescid Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. İsmini aldığı Şeyh Dargas’ın kabri de mescidin içindedir. İngilizler döneminde tahrip edilen mescid 1966 yılında tekrar ibadete açılmış olup, halen mahalle sakinleri tarafından yoğun şekilde kullanılmaktadır.

    Ayrıntılar

    Çorbacı Mescidi

    Şam Kapısının yakınlarındadır. 1685 yılında Osmanlı döneminde Abdülkerim Çorbacı tarafından inşa ettirilmiştir. Mescide ait sebil çeşmesi ve birkaç vakıf malı bulunmaktadır. Bir kubbe ve küçük bir minareye sahip olan mescid, ibadete açıktır.

    Ayrıntılar

    Mus’ab Bin Ümeyr Mescidi

    Şam Kapısının bitişiğinde olan mescid, Eyyubiler döneminde inşa edilmiştir. İsmini Resulü Ekrem (sav)'in sahabelerinden Musab Bin Ümeyr ’den almıştır. Stratejik konumundan dolayı 1967'den beri sürekli işgalcilerin saldırılarına maruz kalmaktadır. İşgali takip eden yıllarda mescidin etrafında yapılan kazı çalışmalarından ötürü zarar görmüş, mescidde ciddi tahribatlar oluşmuştur. Mescidin birkaç kez restorasyonu yapılmak istenmiş, ancak işgal hükümeti restorasyona izin vermemiştir.

    Ayrıntılar

    Şeyh Lu’lu Camii

    Şam Kapısının sol tarafındadır. 1373 yılında Memluklular döneminde inşa edilen cami, ismini Selahaddin Eyyubi döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Bedreddin Lulu’dan almıştır. Mescid 120 m2 büyüklüğünde olup, bahçesiyle birlikte 600 m2 'lik bir alan kaplamaktadır.

    1545 yılından itibaren birçok kez restorasyonu yapılan mescide 1947 yılındaki restorasyonda 300 öğrenci kapasiteli okul ve medrese ilave edilmiştir. 1967 yılına kadar bu şekilde devam etmiş, daha sonra medrese yapılmıştır. Cami halen ibadete açıktır.

    Bu eser ve yakınlarında bulunan birçok caminin bakım onarım ve yenilenme hizmetinde Türkiye’de bulunan sivil toplum kuruluşlarından Mirasımız Derneğinin ciddi katkıları olmuştur.

    Ayrıntılar

    Şeyh Reyhan Mescidi

    Mescid-i Aksa'nın güneybatı tarafında, Sadiyye Mahallesinde bulunmaktadır. Mescidin Eyyubiler döneminde yapıldığı rivayet edilmektedir. Adını ise Kudüs'ün fethine gelen ve kabri burada bulunan sahabi Ebu Reyhan El Ezerri’nin r.a.'dan almaktadır. 1977, 1982 ve 1991 yılları arasında restorasyonu yapılan mescid, halen ibadete açıktır

    Ayrıntılar

    Mevleviyye Mescidi

    Mescid Sadiyye mahallesinde Şam ile Sahire kapılarının tam ortasında bulunmaktadır. İsmini Memluklular döneminde Kudüs’e yerleşen tasavvuf tarikatı Mevlevi tarikatından almaktadır. Banisi Kudüs valisi Hüdaverdi Bek tarafından 1586 yılında inşa edilmiştir. Mescidin şimdiki durumu Mevlevi hankahı bağlıdır, konumu hasebiyle mescidin minaresi eski beldenin tamamını panoramik olarak görmektedir. Mescid Mevlevi Hankahı içerisinde olup, duvarlarından birisinin Kudüs’lü ailesiyle birlikte ortak duvar kullanıldığı için gari muntazam şekildedir. Mihrabı ise namaz kılınan zeminde 2 metre yüksekliktedir, sağında ve solunda iki uzun şamdan bulunuyor üst tarafı tac kısmı dediğimiz ise çok güzel süslemeler yapılmıştır. Yavuz Sultan Selim dönemi itibariyle Mevlevi tarikatı özel olarak sahip çıkılmış ve mescidin bulunduğu yapı bu tarikat için vakfedilip hankah ve zaviye olarak kullanılmaya başlamıştır. Yavuz Sultan Selim 1516 yılında Kudüs’ü Şerif’i fethetmesiyle birlikte Mevleviyye tarikatının hocası ve Kudüs’teki tüm hoca ve dervişlere 500 Akçe hibe etmiştir. Yapı Osmanlı döneminden önce inşa edilmiş birinci katı Fatimiler döneminde yapılmış ikinci katı ise haçlılar döneminde inşa edilmiş Agnos kilisesi olarak kullanmışlardır. Hacı Hüdaverdi yapıyı vakfetmiş kapısının üstünde ‘’ Mevlevi Hankahı ismini taşıyan bu makamı şerif büyük Emir Ebu Seyfeyn Gazi tarafından hicri 995 yılında inşa edilmiştir’’ Hankahın içerisinde Mevlevi tarikatının en önemli kitaplarını barındıran bir kütüphaneye sahiptir, bunların en önemlisi Mevlevi tarikatının müessisi olan Mevlâna Celaleddin El Rumi hazretlerinin mesnevi kitabıdır. Makdis’li tarihçi yazar Muhammed Ğoşe kütüphanede 70’den fazla Türkçe eserin olduğunu söylemektedir. Mescid Muhibeedin Efendi tarafından 1724 yılında geniş kapsamlı bir restorasyon geçirmiştir. 1927 yılında Kudüs’ü vuran büyük depremde ciddi anlamda zarar gören minare ve hankah aynı yıl içerisinde restorasyonu yapılmıştır, hankahtan geriye kalan sadece mescid kalmıştır. Beş vakit namaz kılınmaktadır artık sadece mescid olarak anılıyor geriye kalan odalar ise Makdisliler tarafından mesken olarak kullanılmaktadır.

    Ayrıntılar

    Kırmızı Minareli Mescidi

    Cami Al Sadiyye yolunda Basatamiy ve Şeddad yokuşlarının ortasında Şeyh Reyhan türbesinin bitişiğinde yer almaktadır. Miladi 1533 yılında Alâeddin Al Haluti İbn Al Şeyh Şemseddin Muhammed Al Haluti tarafından yaptırıldı. İsmini inşaatında kullanılan kırmızı taşlardan almıştır. Cami, Kudüs kentindeki küçük kare şeklinde olup ilk Osmanlı eserlerinden biridir; ibadethanenin alanı 4×9 m2'yi geçmemektedir. Kırmızı beyaz rengindeki değerli taşlardan yapılmıştır. Bazı kaynaklara göre, minarede kullanılan kırmızı taşlar bulunduğu mahalledeki birine atıfta bulunulmaktadır. Cami ile ilgilenen Vakıflar Daire Başkanlığı son zamanlarda 5 kere restore edilen cami Kudüs'teki siyonist işgal güçlerinin ezanı durdurmak için yaptıkları saldırılardan defalarca zarar görmüştür.

    Ayrıntılar

    Şeyh Mekki Mescidi

    Sahire kapısına yakındır, adını içerisinde kabri bulunan Şeyh Mekki Efendi’den almıştır. 1986 yılında mescidin yan tarafındaki eve işgalciler tarafından el konulmuş, mescide de birçok kez tacizde bulunulmuştur.

    Ayrıntılar

    Bilal Bin Rabah Mescidi

    Çile Yolu üzerinde yeni inşa edilmiş bir camiidir. Genelde çevredeki esnaflar tarafından kullanılır.

    Ayrıntılar

    Ebu Bekir Sıddık Mescidi

    Bu Bölüm Yapım Aşamasındadır

    Ayrıntılar

    El Disi Mescidi

    Eski Şehrin güneyinde, Nebi Davud Kapısı’nın yakınlarında yer alır. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş ve mimarının adını almıştır. Siyonist işgalciler tarafından sinagoga çevrilen camide Kur’an ayetleri olan levhalar kaldırılıp yerine İbraniceleri konmuştur.

    Ayrıntılar

    Küçük Ömeri Mescidi

    Osmanlı döneminden kalma küçük bir camidir. Yahudi Mahallesi (Şeref Mahallesi) ile Ermeni Mahallesi arasında yer alan cami yakın zamanda restore edilmiştir.

    Ayrıntılar

    Rısasi (Kurşunlu) Camii

    Osmanlı tarzına sahip olan cami Mescid-i Aksa’nın El Nazır Kapısı’nın yakınlarındadır. Adını taşların erimiş kurşunla bir araya getirilmesinden alan cami son dönemlerde restore edilmiştir.

    Ayrıntılar

    Suveyka Allun Mescidi

    El-Halil (Yafa) Kapısı yakınında Suveyka Allun çarşısında bulunan küçük bir camiidir.

    Ayrıntılar

    Şurafa Mescidi

    Silsile Kapısı Caddesi yakınlarında bulunan küçük bir camiidir. Osmanlı döneminde inşa edilen cami bir okulun içerisindedir. Yakın zamanda restore edilen cami okul ve komşu çarşıdan gelip ibadet edenlerle sürekli doludur.

    Ayrıntılar